hepinize iyi tatiller,eğlenceler:(kültür mirasımıza sahip çıkalım!! koruyalım!!)
otobüs ile gidiş dönüş | İstanbul kalkışlı | |
3, 10, 17, 24, 31 Ocak - 7, 14, 21, 28 Şubat | |
Bursa & Uludağ |
"> "> "> "> ">
Cumartesi | - |
YOL SÜRESİ : Normal hava ve yol koşullarında 4 saat
YOL GÜZERGAHI : Yalova - Bursa
YOL MESAFESİ : 350 Km. Toplam mesafe 800 Km.
Lüx etstur otobüsleri ile yolda alınan serbest kahvaltı sonrasında Tarihte Üç Kez Başkent Olmuş I. Konsül’ün Toplantı Yeri, Çinileri İle Mehşur İznik’e Varış . İlk Olarak Kent Surlarda Bulunan Yenişehir Kapısı, Lefke Kapısı Ve İstanbul Kapılarını Göreceğiz.( 4 Kapı İskele Kapısı Bugün Ülkemizin 5. Büyük Gölü İznik Gölünün Altında Kalmış.) Daha Sonra Halkın ""Eski Saray"" Dediği Gymnasium’u Gezip, Kent Merkezine Hareket Ediyoruz. Dörtyol Ağzındaki Mimar Sinan Tarafından Dönüştürülmüş Olan Cami-İ Atik’e (Ayasofya Kilisesi) Hareket. Daha Sonra Sırası İle Ayatirifon Kilisesi, Koimesis Kilisesi, Yakup Çelebi Türbesi, Minaresi İznik Çinileri İle Süslü Yeşil Cami, Hagios Triphanos Kilisesi, Süleyman Paşa Medresesi, Şeyh Kudrettin Camisi Ve Çok Sayıda Türbeyi Gördükten Sonra İsteyenler İçin Çiniciler Çarşısında alışveriş, isyenler için göl kıyısında doğa, isteyenler için şehir merkezinde tarih ile içiçe gecireceğiniz serbest zaman sonrası belirlenen saatte toplanma Bursa’ya hareket. İlk Durağımız Yeşil Camii ve Yeşil Türbe.Sonrasında Ulu Camii Gezilerinden sonra Tarihi İpekçiler Çarşında Alışveriş İçin serbest zaman.Verilen serbest zaman sonrası otele hareket ve yerleşme. Akşam yemeği otelimizde.
Pazar | - |
Sabah otelde alınan kahvaltı sonrası, eşyalarımızı alarak otelden ayrılıyoruz. belirlenen saatte buluşma Uludağ’a hareket. Tam gün Uludağ oteller bölgesinde serbest zaman. Belirlenen saate buluşma ve İstanbul’a hareket. Akşam saatlerinde İstanbul’a varış.
ULUDAĞ HAKKINDA GENEL BİLGİ
Kış turizminin gözdesi Uludağ, Olimpos Dağı olarak da bilinir. Bursa ili sınırları içinde, 2.543 m yüksekliği ile Türkiye’nin en büyük kış ve doğa sporları merkezi olan dağdır.Çoğu insan kış aylarında ve tatillerde burayı tercih eder.Sosyal tesisleri ve hotelleri ile Türkiye’nin bir numarasıdır.
Antik çağın ilk tarihçilerinden Heredot (İ.Ö 490-420) yazdığı Heredot Tarihi isimli kitabında Uludağ, Olympos olarak geçer ve Olympos’ta Lydia kralı Kroisos’un oğlu Atys’in yaşadığı trajediyi anlatır. Heredot’tan 400 yıl sonra Amasya doğumlu coğrafyacı Strabon (İ.Ö 64-İ.S 21) yazdığı 17 kitaptan oluşan Coğrafya isimli kitabında Uludağ, Olympos ve Mysia Olympos’u olarak geçer. Strabon; Mysia isminin aslının Lydia’lılarda gürgen ağacı anlamına gelmektedir.
Orhangazi Bursa’yı uzun bir kuşatmadan sonra teslim almış ve dağdaki keşişlerin yaşadığı manastırların bir kısmı terk edilirken, bazılarının yerlerine Doğlu Baba, Geyikli Baba, Abdal Murat gibi müslüman dervişlerin inziva yerleri olmuştur.
Orhangazi Bursa’yı teslim aldıktan sonra Türkler dağa Keşiş Dağı ismini vermişlerdir. 16. yüzyılda Bursa’ya gelen Alman seyyah Reinhold Lubenau Uludağ’ın Türklerin eline geçtikten sonra keşişlerin sadece gündüzleri ibadet için dağa çıktıkları ve manastırların harç kullanılmadan taş duvarlarla yapıldığını belirtir.
Marmara Bölgesinin en yüksek dağı. Kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanan Uludağ’ın uzunluğu 40 km’yi bulur. Genişliği ise 15-20 km’dir. Toplu ve heybetli bir görünüşe sahip olan bu dağın Bursa’ya bakan yamaçları kademeli, güneye Orhaneli’ne bakan tarafları ise düz ve daha diktir. En yüksek noktası Uludağ Tepe’de 2.543 m’dir. Dağın kuzey tarafında Sarıalan, Kirazlı, Kadı, Sobra yaylaları vardır.
Uludağ’ın yüksek yerlerinde eski buzullara ait izlere raslanmaktadır. Karatepe’nin kuzeyindeki Aynalıgöl, Karagöl ve Kilimligöl buzul gölleri bu izlerin en önemlileridir. Bu göllerin mavi berrak suları, hemen aşağısında başlayan yemyeşil çam ormanları, yükseklerdeki beyaz kar yığınları buraların güzelliğine güzellik katmaktadır.
Etrafındaki çöküntü sahalarının cevresinde yükselen Uludağ’da tabakalar arasında yer yer maden ve maden damar yataklarına rastlanmaktadır. Türkiye’nin önemli volfram yatakları buradadır. İklimi, yüksek dağ özelliğindedir. Yükseklere çıkıldıkça kar yağışı ve miktarı fazlalaşır. Yüksekliğe bağlı olarak da ısı azalır. Dağın doruk noktasındaki karlar yaz kış erimez. Bazı yerlerde kar kalınlığı iki metrenin üzerine çıkmaktadır. Uludağ’dan kaynaklanan derin vadiler içindeki pekçok dere, Nilüfer Çayı ile Göksu’ya ulaşırlar.
Uludağ modern dağ tesisleri, teleferiği Bursa’nın hemen yanında olması ile dağ ve kış turizminin merkezi olmuştur.Türkiyenin en büyük kayak merkezidir.Yol durumunun uygunluğu, her mevsim kar bulunması, eşsiz manzaraları buraya turist çekmektedir.
Dağın doruk noktasından açık havada İstanbul, Marmara ve civar yakın yerlerin görünmesi buraya ayrı bir özellik vermektedir. Doğu, kuzey eteklerinin Bursa Ovasına yakın yerlerinde sıcak su kaynaklarının bulunmasından burada kaplıcalar meydana gelmiştir. Bursa’nın Çekirge semtindeki bu kaplıcalar pekçok hastalığa şifa olmaktadır.
Bitki örtüsü
Bitkisel zenginlik bakımından ender yerlerden biridir. Mart ayında alt kademelerde başlayan uyanma, yaz boyunca zirvede devam etmektedir. Özellikle orman kuşağının üzerinde yer alan ve pek çok kişi tarafından kıraç olarak bilinen dağda, çok zengin ve bu bölgeye özgü nadir bitki türleri yayılış göstermektedir.
* 350 m den itibaren: defne, zeytin, katran ardıcı, fındık, laden, funda, kızılçam, maki ve çalılık alanlar,
* 350-700 m arası: kestane, akçakesme, erguvan, koca yemiş, dağ çileği, zeytin, katırtırnağı, Girit ladeni, mazı meşesi, gürgen, kızılcık, alıç, geyikdikeni, sırımbağı, yabani defne, karaağaç, kayın, titrek kavak, karaçam,
* 700-1000 m arası: kestane, kayın, sapsız meşe, titrek kavak, karaçam, yabani kızılcık, alıç, geyikdikeni, muşmula,
* 1000-1050 metreden itibaren: kayın ormanları 1500 metreye kadar ulaşır.
* 1500-2100 m arası: Uludağ göknarı, bodur ardıç, yaban mersini, ayı üzümü, yabani gül, geyik dikeni, çoban üzümü, söğüt, karaçam, kayın, gürgen, titrek kavak, sırımbağı, yoğurtotu, kekik, bitotu, misk soğanı, hindiba, bahar yıldızı, çok çiçekli gelincik, yabani elma.
Karaçam ormanları arasında sarıçam, 2100 m den sonra bodur ardıçlar, 2300 m kadar otsu türler ile temsil edilen Alpin bitkiler hakimdir. Dağın etek bölümlerinde meşe, kestane, çınar, ceviz ağaçlarına, 300-400 m kadar olan kısımda Akdeniz bitkilerine daha yukarlarda nemli orman bitkilerine rastlanır.
İklim
Dağın iklimi alt kademelerden zirveye doğru kademeli değişimler göstermektedir. Alt kademelerdeki Akdeniz iklim tipi, zirveye doğru nemli mikro termik iklim tipine dönüşürken, kışları yüksek rakımlarda buzlu iklim görülür. Doğu Akdeniz iklim grubunun birinci familyasında yer almaktadır. Kar yağışlı günler yıllık 66,7 gün, kar ile örtülü günler yıllık 179,2 gündür.
Uludağ
1. BURSANIN COĞRAFİ KONUMU, DOĞAL YAPISI VE ÖNEMİ
Bursa, Marmara Bölgesi'nin Güney Marmara bölümünde 40 derece doğu meridyeni ve 28-30 derece kuzey paralel daireleri arasında yer almaktadır. Türkiye�nin 4. büyük kentidir. Bursa ili kuzeyinde Marmara Denizi ve Yalova, kuzeydoğuda Kocaeli ve Sakarya, doğuda Bilecik, güneyde Kütahya ve Balıkesir illeri ile çevrilidir.
Şehrimiz Uludağ'ın yamaçları boyunca kurulmuş ve gelişmiştir. Çok eski yıllardan bu yana büyük kültürlerin beşiği olmuştur. Hitit, Lidya, Frigya, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı kültürleri Bursa�da izlerini bırakmıştır. Kent, Bizanslılar'dan alındıktan sonra özellikle Osmanlı Başkenti olarak büyük bayındırlık çalışmalarına sahne olmuştur. Bursa, özellikle 1940'lardan sonra ovaya doğru genişlemiştir. Birinci derece deprem kuşağı üzerinde bulunan ilimiz, 1855 ve 1905 depremlerinden büyük zarar görmüştür. Bursa, Osmanlı başkenti olduktan sonra hızla gelişmiş ve Ortadoğu ülkelerinden Anadolu'yu aşarak gelen yollar, bu merkeze doğru yönelmiştir. Bunun sonucunda kent 15.yy'da dünyanın başlıca ticaret, sanayi ve kültür şehirlerinden biri haline gelmiştir. Bazı kaynaklara göre nüfusun o dönemde 100.000'i geçtiği belirtilmektedir.
İlimizin rakımı
Şekil 1: İl ve İlçe Sınırları haritası
1.1. FİZİKİ ÖZELLİKLER
Bursa ili, turistik nitelikteki doğal kaynaklar bakımından oldukça zengindir. Bunlar içinde; kaplıca türü jeotermal şifalı su kaynakları ve doğal güzelliği olan gezi ve mesire yerleri, deniz kıyısındaki plajları inceleyebiliriz.
Turizm potansiyeli açısından İstanbul'dan sonra en önemli merkezlerden olan Bursa, tarihi eserlerinin zenginliği ile gözleri kamaştırmaktadır. Bursa ve İznik, erken Hıristiyanlık ve Osmanlı döneminin eşsiz eserleri ile süslüdür.
Türkiye'nin kış turizmi merkezi olan Uludağ Kayak Merkezi, Bursa'ya 40 dakika uzaklıktadır ve kış turizminin bütün olanaklarına sahiptir.
Marmara Denizi kıyıları uzun yıllardan beri bütün Türkiye'nin tercih ettiği tatil yöreleridir.
Uludağ Milli Parkı günübirlik turizm, kampçılık ve trekking için ideal bir ortamdır. Uludağ etekleri, özel araçları ve cip safari ile geziye çıkanlara sihirli güzelliklerini sunar. Pek çok keşfedilecek yer arasında Bursa ilçelerinin tabii güzellikleri, çağlayanları, mağaraları ve otantik Osmanlı köyleri yer alır.
Bursa kaplıcaları, Roma Dönemi'nden beri kullanılan sağlık merkezleridir. Bursa içinde Çekirge semti bir kaplıcalar merkezidir. Bursa ilçelerinin çoğunda da kaplıcalar yılın her döneminde büyük rağbet görür.
İznik ve Uluabat (Apolyont) gölleri yüzme, kano ve sörf gibi su sporları için ideal alanlardır.
Bursa'yı tanımak için kent içinde en az iki gün konaklamak gerekir. Tabiat güzelliklerini tanımak tamamen arzuya bağlıdır. İlk ve Orta çağın en önemli merkezlerinden biri olan İznik'e bir gün ayırmak gerekir. Bursa, bütün zenginliklerini keşfe çıkan Türkiye ve Dünya insanlarını ünlü konukseverliği ile ağırlamaktan gurur duyan insanların yönettiği her zevke hitabeden konaklama tesislerine sahiptir.
Göller: Bursa'mız sınırları içinde iki önemli göl bulunmaktadır. Bunlardan biri Marmara Bölgesinin en büyük gölü olan İznik Gölü (298 km2) ve bir diğeri de Uluabat Gölü'dür (134 km2).
Akarsular: İlimizin en önemli akarsuyu Susurluk Çayı'nin bir kolu olan Nilüfer Çayı'dır. Uludağ'ın güney yamaçlarından doğan ve gene Uludağ'dan kaynaklanan birçok küçük dere ile beslenen Nilüfer Çayı, Bursa Ovasını sular. İlimizdeki diğer önemli akarsular ise Mustafakemalpaşa Çayı, Göksu Çayı, Kocadere, Karadere ve Aksu deresidir.
Ovalar: Bursa topraklarının %17�sini ovalar oluşturmaktadır. Bunlardan en önemlisi Bursa Ovası'dır. Verimli topraklarıyla Yenişehir, İnegöl, Karacabey, Orhangazi ve İznik ovaları da bitkisel üretimin yoğunlaştığı yerlerdendir.
Ova | Yüzölçümü ( km2 ) |
Bursa | 365 |
Mustafakemalpaşa | 193 |
Karacabey | 537 |
İnegöl | 150 |
İznik | 76 |
Orhangazi | 97 |
Yenişehir | 152 |
Kıyılar: İlin sahip olduğu
Tablo 1: Bursa�nın Kıyıları
İlçenin Adı | Kıyı Uzunluğu (km) | Deniz / Göl Adı | İl Kıyılarına Oranı (%) | Plaj Uzunluğu (km) |
Gemlik | 80 | Marmara Denizi | 21,1 | 14 |
Mudanya | 42 | Marmara Denizi | 37,6 | 15 |
İznik | 79 | İznik Gölü | 20,9 | 10 |
Orhangazi | 22 | İznik Gölü | 5,8 | 4 |
Karacabey | 30,5 | Marmara Denizi | 8 | 8 |
Karacabey | 24 | Uluabat Gölü | 6,3 | - |
TOPLAM | 277,5 | | | 51 |
Dağlar: Bursa ili topraklarının yaklaşık % 35�ini dağlar kaplamaktadır. Dağlar genellikle doğu-batı yönünde uzanan sıradağlar şeklindedir. Bunlar Orhangazi�nin batısından Gemlik Körfezi�nin batı ucunda Bozburun�a doğru uzanan Samanlı Dağları, Gemlik Körfezi�nin güney yüzünü kaplayan ve Bursa Ovası�nı denizden ayıran Mudanya Dağları, İznik Gölü�nün güneyi ile Bursa Ovası�nın kuzey kesimleri arasında yer alan Katırlı Dağları, Mudanya Dağları�nın uzantısı olan Karadağ ve Marmara Bölgesi�nin en yüksek dağı olan Uludağ�dır.
ÇAĞLAYANLAR:
Saitabat Şelalesi: Derekızık köyüne
Suuçtu Şelalesi: Mustafakemalpaşa ilçesine
Aras Şelalesi: Bursa�dan Uludağ yolu kullanılarak Milli Park giriş noktasından sağa ormanlar içinde devam eden asfalt yol, sizi
Ketenlik yaylalarından kuzey yönünde işaretli trekking yolu sizi Uludağ�ın kar sularını taşıyan ve tam kayalıkların içinden
1.2. KENTİN TOPOĞRAFYASI VE JEOMORFOLOJİK DURUMU
Bursa ilinin yeryüzü şekillerini, birbirinden eşiklerle ayrılmış çöküntü alanları, yüksek olmayan dağlar, yükseklikleri kimi yerde 1000 m�ye ulaşan ovalar oluşturur. Toprakların % 48�e yakını platolardan oluşmaktadır. %35� ini dağların kapladığı Bursa ili topraklarında, ovaların payı % 17 dolayındadır.
Çöküntü alanlarının başlıcalarını İznik ve Uluabat Gölleri ile Bursa, Yenişehir, İnegöl, Karacabey ve Mustafakemalpaşa Ovaları oluşturmaktadır. İl ve ilçe yüzölçümleri ve yükseklikleri Tablo 2�de belirtilmiştir.
Tablo 2: Bursa İl ve İlçelerinin Yüzölçümü ve Yükseklikleri
İlçenin Adı | Yüzölçümü (*) (km²) | İl Yüzölçümüne Oranı (%) | Rakım (m) |
Osmangazi (merkez) | 399 | 3,6 | 100 |
Yıldırım (merkez) | 397 | 3,6 | 100 |
Nilüfer (merkez) | 378 | 3,4 | 100 |
Gemlik (merkez) | 413 | 5,5 | 0 |
Kestel (merkez) | 400 | 3,6 | 100 |
Mudanya (merkez) | 346 | 3,1 | 0 |
Gürsu (merkez) | 118 | 1,1 | 100 |
Mustafakemalpaşa | 1.731 | 15,6 | 40 |
Karacabey | 1.259 | 11,6 | 125 |
İnegöl | 1.006 | 9,1 | 200 |
Orhaneli | 844 | 7,6 | 487 |
Yenişehir | 772 | 6,9 | 250 |
İznik | 753 | 6,8 | 85 |
Keles | 640 | 5,7 | 1000 |
Büyükorhan | 522 | 4,7 | 850 |
Orhangazi | 476 | 4,3 | 125 |
Harmancık | 365 | 3,3 | 650 |
İl Toplamı | 10.819 | | 155 |
(*) Yüzölçümü adaları kapsar, göller dahil değildir.
Şekil 2: Bursa�nın Topoğrafik Haritası
Bursa bölgesi, Paleo-Tetis ve Neo-Tetis okyanuslarının kapanması sırasında gelişmiş olan tektonik olaylardan yoğun bir şekilde etkilenmiş, kıvrımlı ve kırıklı bir yapı kazanmıştır. Karakaya kompleksi birimlerinde daha önce yapılan çalışmalarda, iki evrede gelişmiş deformasyon izleri belirlenmiştir. Birinci evrede Karakaya kompleksi birimleri üst üste gelmiş ve derine gömülen birimler metamorfizmaya uğramış ve kıvrımlanmıştır. İkinci evrede ise istif muhtemelen doğrultu atımlı faylanmaya bağlı olarak dik eğimli çatallanan makaslama zonları ile kesilmiş ve parçalanmıştır.
Bursa ovası genel olarak Kuzey Anadolu Fayı�nın etkisindedir. Batıya doğru bir sıkışma sonucu kuzey-güney doğrultulu bindirmeler ve doğu-batı doğrultulu normal faylarla, kuzey-güney yönünde açılmaya başlamıştır. Diğer bir ifadeyle doğu-batı yönlü sıkışma kuzey-güney yönlü gerilme ile karşılanmaya başlanmıştır. Bölgede, yerel küçük fayların yanında, Kuzey Anadolu Fayı ile ilişkili gelişen büyük ölçekli faylar, genç birimlerin depolanmasını denetlemiştir. Bu nedenle Bursa ovası, Neojen birimleri ve Alüvyonla örtülmüş bir tektonik çöküntü alanıdır. Dolayısı ile Bursa ovası içinde, Neojen ve Alüvyon birimlerin altında yer alan kayaçlarda fay oluşumları beklenmelidir.
Bölgede genel olarak İnönü-Eskişehir Fay Zonu ve onun güney-güneybatısında kalan birkaç fay dışındaki faylar, Kuzey Anadolu Fay Sisteminin batı uzantısını oluşturur ve bunlar Marmara bölgesinin depremselliğine kaynaklık eder. Bu fay ve fay zonlarından önemli olanları doğudan batıya doğru Abant-Dokurcun Alt Fay Zonu, Karapürçek Alt Fay Zonu, Sapanca Alt Fay Zonu, Yalova Fayı, Güney Marmara Fayı, Karadere-Kaynaşlı-Mengen Alt Fay Zonu, Arifiye Fayı, Acısu Fayı, Orta Marmara Fayı, Hendek-Yığılca Alt Fay Zonu, Kuzey Marmara Fayı, Saros-Ganos Alt Fay Zonu, Geyve-İznik Alt Fay Zonu, Bardakçılar-Saraycık-Edincik Alt Fay Zonu, Ezine-Bayramiç-Biga Alt Fay Zonu, Bursa Fayı, Uluabat Fay Takımı, Mustafakemalpaşa Alt Fay Zonu, Yenice-Gönen Alt Fay Zonu, Altınoluk Fay Zonu, Kütahya Fay Zonu, Mihalıççık Fayı ve İnönü-Eskişehir Fay Zonu�dur. Depremsellik açısından bakıldığında Bursa ve çevresini birinci derecede etkileyecek bir depreme kaynak olabilecek en önemli fay Bursa Fayı�dır. Bu fay, hem Bursa bölgesinin merkezinde hem de doğrultu atımlı bir fay olması nedeniyle Bursa ve yakın çevresi için önem kazanmaktadır.
Bu fayın Bursa�nın depremselliğine etkileri aşağıda özetlenmiştir. Bursa ve çevresinin fay hatları Şekil 3�te gösterilmiştir.
Şekil 3: Marmara Bölgesi Tektonik Haritası
Deprem Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan Türkiye Deprem Haritası�na göre, Marmara çevresinde aktif fayların bulunması nedeniyle, Bursa 1. Derece deprem kuşağı içinde yer almaktadır. Bölgenin deprem haritası Şekil 4�te verilmiştir.
Bursa ilinde en büyük doğal felaket tehlikesi depremdir. Bursa ovası genel olarak Kuzey Anadolu Fayı�nın etkisi altındadır. Batıya doğru sıkışma sonucu kuzey-güney doğrultulu normal faylarla kuzey güney yönünde açılmaya başlamıştır. Diğer bir ifade ile doğu-batı yönlü sıkışma, kuzey-güney yönlü gerilme ile karşılanmaya başlanmıştır. Bursa ilinde yerel küçük fayların yanında, Kuzey Anadolu Fayı ile ilişkili gelişen büyük ölçekli faylar, genç birimlerin depolanmasını denetlemiştir. Bursa ovası Neojen birimleri ve alüvyon birimlerinin altında yer alan kayaçlarda fay oluşumları beklenmelidir.
Depreme kaynak olabilecek en önemli fay Bursa Fayı�dır. Bursa Fayı; doğuda Derekızık�Burhaniye köyleri ile batıda Uluabat gölü arasında uzanan, D-B gidişli, yaklaşık
Şekil 4: Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası
Bursa iklimi Akdeniz ile Karadeniz arasında bir geçiş niteliği göstermektedir. Kışların çok sert geçmediği ilde yaz dönemlerinde şiddetli bir kuraklık görülmemektedir. En çok yağış, kış ve ilkbahar aylarında olmaktadır. Merkez ilçenin yıllık sıcaklık ortalaması 14,4 0C�dir. İl merkezinde sıcaklık yılda 60,5 gün 30
2. BURSA�NIN TARİHİ
Bursa ve çevresi, çok eski yıllardan bu yana büyük kültürlerin beşiği olmuştur. Bulunduğu alan ve Asya ile Avrupa arasındaki bir bölgede olması nedeniyle hem Asya, hem de Avrupa kültüründen etkilenen Bursa'da Hitit, Lidya, Frigya, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı kültürleri izler bırakmıştır.
Tarih içinde, Bithynia ve Mysia bölgeleri içinde kalan kentin çevresinde Nikaia / Nicea (İznik), Cius / Kius (Gemlik), Apameia (Mudanya), Apollonia (Gölyazı), Miletapolis (Mustafakemalpaşa), Kalchedon (Kadıköy), Nicomedia (İzmit), Antiocheia (Yalova) şehirleri yer almaktaydı. Antik yazar Strabon; Bithynia sınırlarının doğuda Sangarios (Sakarya) nehri boyunca, kuzeyde Byzantion (İstanbul) ve Kalchedon (Kadıköy), batıda Parapontis (Marmara denizi), güneyde Mysia ve Hellepontus Phrygiri'ası ile sınırlandığını belirtmektedir.
Bursa'nın tarihi geçmişi Neolitik (M.Ö. 8000-5000-Cilalı Taş Devri), Kalkolitik (M.Ö. 5500-3000-Bakır-Taş Devri) dönemlere kadar inmektedir. İznik gölü çevresinde Tepecik, Söğücek ve Mekece yörelerinde Neolitik, Sölöz'de Kalkolitik Çağa, Orhangazi, Ilıpınar'da Neolitik ve Kalkolitik Çağlara, İnegöl şehir merkezinde "İnegöl Höyüğünde" Troia I-Tunç Çağı (M.Ö. 3000-2500) ile Çağdaş yerleşimlere rastlanılmıştır. İznik, İnegöl ve Yenişehir ovalarında yapılan yüzey araştırmalarında ise tarihinin Eski Tunç çağına kadar indiği tespit edilmiştir.
M.Ö. 1700-1200 tarihleri arasında Anadolu'da Hitit hakimiyeti görülür. M.Ö.1200'lerde Trakya üzerinden Anadolu'ya gelen göçler neticesinde yıkılan Hitit imparatorluğu M.Ö. 9-6. Yüzyılları arasında Anadolu'nun Güney ve Güneydoğu bölgelerinde çeşitli Geç Hitit Beylikleri adı altında yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Hitit'lerin Bithynia ve Mysia bölgelerine kadar yayıldıkları düşünülmektedir. Hitit devletinin yıkılması ile Batı Anadolu'da Frig (M.Ö. 750-546/300) hakimiyeti görülür. Aynı tarihlerde Doğu Anadolu bölgesinde maden ticaretini elinde tutan Urartu'lar yaşamaktaydı. Trakya üzerinden Anadolu'ya giren Frigler önce Marmara denizinin güney ve güney doğusunda yerleşmişlerdir. Bursa ve çevresinin de Frigler tarafından iskan edildiği varsayılmaktadır. Frigler, Trakya üzerinden gelen yoğun göç dalgaları sonucu Orta Anadolu'ya kayarak Gordion'u başkent yaparlar.
Batı Anadolu'da ise Lidya (M.Ö. 700-300) uygarlığı varlığını sürdürmekteydi. Lidya krallığını yıkan Persler (M.Ö. 545-333), bütün Anadolu'ya yayılarak Bursa ve çevresine de hakim olurlar. Bu dönemde Daskyleion (Bandırma-Ergili)'da Pers Satraplığı bulunmaktaydı. Persler'in Anadolu'daki ikiyüzyıllık hakimiyeti Büyük İskender'in M.Ö. 333'de Pers kralı Darius'u yenmesine kadar devam etmiştir. Persler'in baskısı Batı Anadolu şehirlerinin ayaklanmasına neden olmuştur. Bu ayaklanma içinde Bithynia bölgesi şehirleri de yer almaktaydı. Bithynia bölgesi halkı M.Ö. VII yüzyılda Trakya'dan göç eden Bityn ve Tyni kavimlerinin bu bölgeye yerleşmesi ile meydana gelmiştir. Bithynia bölgesi kral I. Nikomedes (M.Ö. 279-250) zamanında en saygın krallık haline gelmiştir. Krallık IV. Nikomedes döneminde M.Ö. 74 tarihinde Roma imparatorluğuna bağlanmıştır.
Bursa ve civarı önceleri Bithynia olarak anılmaktaydı. Bithynia'nın en eski halkı Bebryk, Migdones ve Mariandini'lerdi. Avrupa'dan gelen Bithyn'ler adlarını tarihten sildikleri Bebryk'lerin yerine yerleşmişlerdir. Bugün Anadolu' nun en eski halkının M.Ö. VII yüzyılda göç eden Bithynia'lılar olduğu kabul görmüştür. Sonra da Mysia'lılar gelmiştir.
Adını Bithynia kralı 1. Prusias'dan alan Bursa ve çevresi çok eski çağlardan beri yerleşimlere sahne olmuştur. 1942 yılında Alman Arkeologlarca İnegöl höyüğünde gerçekleştirilen kazılarda höyüğün; en alt tabakalarındaki buluntuların Troya I, daha üst tabakalarındaki buluntuların ise Bozüyük ve Demircihöyük ile çağdaş olabileceği ortaya çıkmıştır. 1948'de İznik gölünün kuzeyinde yapılan yüzey araştırmalarında taş devirlerinde kurulduğu anlaşılan bazı höyükler saptanmıştır. 1955'de yapılan bir başka araştırmada pretohistorik (yazılı tarih öncesine geçiş dönemi) kalkolitik (bakır-taş çağı) buluntularına rastlanmıştır. Aynı yörede son kalkolitik ve erken Tunç Çağı'nın preklasik Lydia çanak çömlekleri elde edilmiştir.
Orhangazi ilçesi yakınlarındaki Ilıpınar höyüğünde 1986 yılından bu yana yapılan kazı çalışmalarında üst üste altı-yedi yerleşim alanı saptanırken, bu höyüğün yakınlarındaki Hacılartepe höyüğünün taş devrinden kalma bir yerleşim alanı olduğu belirlenmiştir. M.Ö. V. Yüzyılda yazılan Herodot tarihinde Kius/Gemlik, Bursa ve çevresinde var olan ve Argonotların kolonisi olan tek kenttir. Kius/Gemlik'in kuruluşu M.Ö. XII yüzyıla kadar çıkar. Apemea/Mudanya kentinin ise M.Ö. X. yüzyılda kurulduğu sanılmaktadır. Uluabat gölü üzerindeki Apollonia/Gölyazı yerleşiminin de M.Ö. VI. yüzyıldan önce kurulduğu sanılmaktadır.
Krezus/Kroisos (M.Ö. 561-546) tarafından Lidyalıların egemenliğine sokulan Bursa bölgesi daha sonra bir süre Pers/İran egemenliğine girmiş ve bu savaşlar sırasında tahrip olmuştur. Kadıköy' de kurulan Chalchedon Cumhuriyeti, Bursa ve civarını saldırılarla tahrip etmiştir. Dedaldes, İranlılara karşı savaşarak bir bakıma bağımsız bir Bithynia Devleti kurmuştur. Dedaldes'in oğlu Boritas ve onun oğlu Bas/Byas (M.Ö. 378-328) Bithynia krallığının ilk kralı sayılmaktadır.
M.Ö. III. Yüzyılda Mudanya'da Myrleia/Apameia kenti, M.Ö. II. Yüzyılda Mustafakemalpaşa yakınlarındaki Melde tepesinde antik Miletopolis kenti, 356 yılında Orhangazi'de Basilinopolis kenti kurulmuştur. Tüm bu antik kentlerin dışında, İznik gölünün güneyinde bugünkü Sölöz köyünde Pythopolis, Yenişehir' de Otroia, Orhaneli' de Adriani, Karacabey' de Kremastis, Eşkel'de Dasklium, Çekirge' de Plai, Kurşunlu'da Brillos gibi ikinci derece önemde olan yerleşimler de vardır. Bölgenin bir diğer önemli kenti de Nicea/İznik' tir. M.Ö. V. Yüzyıldan önce kurulan ve Helikore adını taşıyan İznik, M.Ö. 316 yılın da işgal edilip Yunan kolonisi olmuştur.
M.Ö. I. yüzyılda yaşayan Strabon'un ünlü coğrafyasında Bursa kenti ile ilgili en eski bilgi şu şekilde yer alır; "Prusa, 'Mysia Olympos'u eteklerinde kurulmuş ve iyi yönetilen bir kenttir. Frigyalılar ve Mysialılar ile sınır komşusu olan bu kent, Kroisos'a karşı savaşan Prusias tarafından kurulmuştur". V.yüzyılda yaşamış Yunan coğrafyacısı Bizantion'lu Etien'e göre de Bursa; Cyrus ile çağdaşı olan kral Prusias döneminde kurulmuştur. Bursa, Bithynia kralı I. Prusias (M.Ö. 232-192) döneminde kent statüsüne yükseltilip çevresi surlarla çevrilmiştir. Roma ile yaptığı savaşı kaybeden Kartaca Kralı Hannibal, askerleriyle birlikte sığındığı I. Prusias tarafından büyük itibar görmüş ve krala minnettarlığının belirtisi olarak M.Ö.
Prusia adı zamanla Prusa, sonra da Bursa'ya dönüşmüştür. Bithynia Krallığı ile Bergama Krallığı arasındaki savaşlar neticesinde zayıflayan Krallık, M.Ö. 74'te Roma İmparatorluğu tarafından gönderilen Proconsul'lerce (Eyalet Valisi) yönetilen bir Asya Eyaleti haline gelmiştir.
Bursa M.S. 385�1326 yılları arasında ise Bizans dönemini yaşamıştır. M.S. 555'lerde bölgede ipek üretimine başlanmış ve doğal sıcak suları nedeniyle küçük bir kaplıca kenti kurulmuştur.
2.1. PRUSA'DAN BURSA'YA
Türkler bölgeye ilk kez 1071 yılından sonra gelmişlerdir. İznik 1081�1097 yıllarında Anadolu Selçuklu Devletinin başkentliğini yapmıştır. 1097 yılındaki haçlı savaşları sonucunda İznik haçlıların eline geçti. 1204 yılında Theodor Laskaris' in kurduğu İznik Bizans İmparatorluğu 1261 yılına kadar varlığını sürdürdü. Prusa (Bursa) 1204�1261 yılları arasında Nicaea'ya (İznik) bağlı, genelde kale içinde kalmış ve fazla büyüyememiştir. XII. Yüzyılda Bizanslıların Bursa ve civarına çok sayıda Sırp ve Bulgar'ı iskân ettiği bilinmektedir.
Selçuk İmparatorluğu'nun zayıflayıp dağılmaya başlamasıyla kurulan Anadolu Beylikleri içinde zamanla gelişen Osmanlı Beyliği çevredeki Tekfurların topraklarını alarak güçlenmiştir. Osmanlılar Bursa'ya geldiklerinde, Bursa ve çevresinde çok değişik etnik gruplardan Ortodoks Hıristiyanları bulmuştu.
Bursa 1307 yılında Osman Bey tarafından kuşatılmış, uzun süren kuşatmadan sonra 6 Nisan 1326'da Osman Bey'in oğlu Orhan Bey'in kenti teslim alması ile Bizans devri kapanmış, Osmanlı devri başlamıştır.
2.2. OSMANLI DÖNEMİ VE İLKLER ŞEHRİ BURSA
Osmanlılar Bursa'yı aldıklarında kent sadece hisar içinden ibarettir. Fetih sırasında uzun süren kuşatmalar esnasında Bursa çevresinde mahalleler kurulmuş, Orhan Gazi, adına bir külliye yaptırmıştır. Surlar dışında mevcut yerleşmeye yakın, hâkim noktalarda cami, hamam, imarethane, darüşşifa, medrese gibi kamu yapıları inşa edilerek bu külliyelerin çevrelerinde konut alanları yaratılmış ve böylece bir yerleşme geleneği başlamıştır.
Bursa'da yapılan anıtlar içinde en büyük payı cami ve mescitler oluşturur. II. Murat da dahil olmak üzere ilk Osmanlı Sultanlarının eserlerinin büyük çoğunluğu Bursa'da yapılmıştır. Bu nedenle Osmanlıların ilk devirlerine özgü mescit ve cami yapımı Bursa'da gelişmiştir. Kanatlı veya "Ters T" planlı camiler olarak adlandırılan bu yapılar, adeta Bursa ile özdeşleşmiştir.
Orhan Gazi'nin şehrin doğusuna yaptırdığı külliyeye karşın Sultan I. Murat, Çekirge'de yaptırdığı külliye ile şehrin batıya gelişimini hedeflemiştir. Kentin ana merkezini Ulucami ve Kapalıçarşı belirler. Bu bölgenin özelliği günümüze kadar değişmeden gelmiştir. Bursa'daki mescit ve camiler, sadece ibadet için değil, mahallenin birer meclis binası olarak da kullanılmıştır. Yeşil caminin XIV. yüzyılda hükümet binası olarak kullanıldığı bilinmektedir.
Osmanlı İmparatorluğunun ilk 200 yıllık döneminde diğer kentlere göre Bursa, büyük gelişmeler göstermiş, bir çok mimari yapı ile süslenmiş, devrinin tanınmış medreseleri ile bilim aleminin merkezi olmuş, canlı bir ticaret şehridir. Osman Gazi zamanında 11, Orhan Gazi zamanında
1390 yılında Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılan ve Osmanlı Devletinin ilk hastanesi olarak kabul edilen Yıldırım Darüşşifası, 1399 yılında Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılan, Evliya Çelebi'ye göre Bursa'nın Ayasofya'sı olan 20 kubbeli Ulucami, 1421 yılında Çelebi Sultan Mehmet tarafından yaptırılan ve Bursa'nın en değerli anıtsal yapısı olan Yeşil Türbe, 1425 yılında Sultan II. Murat tarafından yaptırılan "Bursa kemerli" ve "Ters T" planlı Muradiye Camii, XV. yüzyılın başında Yıldırım Bayezid'in kızı ve Emirsultan' ın eşi Hundi Fatma Hatun tarafından yaptırılan, Bursa camileri içerisinde en geniş ve en güzel avlusu olan Emirsultan Camii, Bursa'nın mekânsal gelişimini etkileyen ve geçmişi günümüze taşıyan sanat eserleridir.
1900'lü yıllarda Bursa'da 253 türbe belirlenirken; bugün 45'i türbe, 19'u yapısız toplam 64 kadar türbe ayakta kalabilmiştir. Bursa tarih boyunca önemli bir ticaret kenti idi. Han ve bedestenler birer ticaret merkezi görevi üstlenirlerdi. Çin'in, Orta Asya' nın ve İran'ın ham ipeğini, baharatını, cam ve porselenlerini, sanatını batıya taşıyan kervanlar, hanlar bölgesinde konaklayıp, mal bırakır ve Bursa ipeklisini yükleyerek dönerlerdi.
Floransa, Venedik ve Lofça ile birlikte dünyadaki 4 çarşı köprüden biri olan ve üzerinde 30 dükkânın bulunduğu Irgandı köprüsü, 1442 yılında yapılmıştır. Bursa' da yapılan 25 kadar handan bugün 13 tanesi ayakta kalabilmiştir.
Bursa, 1453'te İstanbul'un fethine değin Osmanlı'nın kuruluş dönemindeki başkent konumunu korumuş ve sürekli gelişmiştir. Ancak Edirne'nin Murat Hüdavendigar zamanında başkent olması ve Osmanlı Ordusu'nun Rumeli'ye geçerek tutunmasından sonra; Bursa ümeranın ve Türkmen akıncılarının gaza üssü olmaktan uzaklaşmış, giderek önemini yitirmeye başlamıştır. Bununla beraber, gerek ekonomik gelişmesi, gerekse Anadolu seferleri için zorunlu bir merkez üs niteliğini koruması açısından geleneksel başkent sayılma konumunu sürdürmüştür.
İstanbul'un fethi ile Bursa Marmara Bölgesi'nde çarşı, pazar ve hanları ile önemli bir ticaret merkezi; medreseleri ile kültür şehri olarak önemini devam ettirmiştir.
Osmanlı Dönemi Bursa�sı kaplıcalar açısından da zengin bir kenttir. Kaplıcalarla ilgili en erken bilgi M.S. 82 yılına kadar iner. Bursa hamamlarının Türklerden önce Romalılarca yapıldığı yazılı belgelerde yer almaktadır. 1927 yılında Bursa'da 50 hamam varken, günümüzde ancak 37 tarihi hamam ayakta kalabilmiştir.
1839'da Bursa, Hüdavendigar Vilayeti'nin merkezi olurken Bilecik, Kütahya, Karesi (Balıkesir), Karahisar (Afyon) ise bağlı sancaklardır.
2.3. CUMHURİYET DÖNEMİNDE BURSA
8 Temmuz 1920'de Bursa'nın Yunanlılar tarafından işgalinden sonra, 11 Eylül 1922'de yeniden Türk egemenliğine geçmiştir. 29 Ekim 1923'te ilan edilen Cumhuriyet ile birlikte Bursa şehri kültür, sanayi ve tarım merkezi olarak gelişmesini sürdürmüştür.
Cumhuriyet dönemiyle birlikte planlama çalışmalarına başlanan şehirde, 1960'lı yıllardan itibaren sanayinin önemi artmış, kentin nüfus ve kentsel gelişimi hızlı bir değişime uğramıştır. Coğrafi konumu, tarımsal, ticari ve sanayi potansiyelinin yüksek oluşu kentin çekiciliğini her dönem korumasını sağlamaktadır.
Hızlı sanayileşme, göç ve nüfus artışı beraberinde çevre kirliliği, kaçak yapılaşma, işsizlik, suç oranının artması gibi dünyanın büyük metropollerine özgü birçok kentsel sorunu da doğurmuştur. Bu sorunlarla mücadele etmek için 1990'larda başlayan bir hareketle yerel, ulusal ve uluslararası kaynaklardan yararlanarak içme suyu, kanalizasyon, ulaşım, eğitim, çevre kirliliği, güvenlik, sağlık ve istihdam gibi konularda önemli adımlar atılmaya başlanmıştır. Sivil toplum örgütleri, özel sektör, üniversite ve vatandaşların giderek artan duyarlığına cevap verebilmek için yeni parklar, binalar, kültür merkezleri, çevresel yatırımlar ve kentsel düzenlemeler yapılmaktadır.
1 Ekim 1925�te temeli atılan Bursa Dokumacılık Fabrikası (İpekiş) 1927 yılında hizmete açılmıştır. İpekiş, Kültürpark'ın bitişiğinde 32 dönüm arazi içinde, tarihi binalarıyla müze gibi bir kuruluştur. Bursa yöresinde koza üretiminin ve ipekböcekçiliğinin teşviki amacıyla Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla İş Bankası tarafından yaptırılmıştır. 1940�larda Yün-iş ile birleşen İpekiş, 1991�de özelleştirilmiştir. Tarman Grup adlı özel sermaye grubu tarafından işletilmektedir.
1933 � 1937 yılları arasında uygulanan 1. Beş Yıllık Sanayi Planı'nda tekstil, kendir-kesen, demir-çelik, porselen-çini, klor, suni ipek, selüloz ve kağıt tesisleri, şeker, süngercilik ve gül sanayileri gibi alanlar yer almıştır. Bu kapsamda, 1938 yılında Bursa Merinos Fabrikası ve Gemlik Sunğipek Fabrikası kurulmuştur.
Sümerbank Merinos Yünlü Sanayi Dokuma Fabrikası, Türk ekonomi tarihinin simgelerinden birisi haline gelmiş tekstil fabrikasıdır. İsmet İnönü tarafından 28 Kasım 1935'te temeli atılan fabrika 2 Şubat 1938 günü Atatürk tarafından işletmeye açılmış ve Türk sanayisinin en büyük fabrikalarından birisi olmuştur. Ülke tekstilinde Sümerbank iplik üniversitesi olarak tanımlanırken, Merinos�a da Yünlü Fakültesi yakıştırması yapılmıştır. Kapatılana kadar Türk Silahlı Kuvvetleri için giysi üretimi yapmaya devam eden Merinos, 2004 yılında Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından kapatılmıştır. 2004 yılında fabrikanın arazisi ve üzerindeki gayri menkuller ücretsiz olarak Bursa Büyükşehir Belediyesi�ne tahsis edilmiştir.
Günümüzde Merinos Kentsel Dönüşüm Projesi adı verilen bir projeyle Merinos tesislerini yeniden kente kazandırmak için çalışmalar sürmektedir. Proje, açık arazinin Merinos Kültür Parkı adıyla yeşil saha olarak düzenlenmesini; Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi adıyla İstanbul Lütfü Kırdar Kongre Sarayı�ndan daha büyük bir kongre merkezi inşasını; bölgede Ulusal Tekstil Müzesi, Modern Sanat Müzesi ve Spor Müzesi oluşturulmasını içeriyor. Projeye göre Merinos Tesisleri�nin müdür evi, iplik işletmesi, tabldot salonu, su kulesi, soğutma kulesi, puantörlük yapıları korunacak.
1935 yılında Gemlik�te temeli atılan ve 1938 yılında hizmete açılan Sunğipek Viskon ve Selefon Fabrikası, zamanla teknolojinin eskimesi sonucu üretimini durdurmuş, 1997 yılında özelleştirme kapsamında Sümer Holding bünyesinde satışa sunulmuş, 1998�de Tekel�e devredilmiştir. 2002 yılında da, 293 dönümlük araszisi Uludağ Üniversitesi�ne devredilmiştir. 2006 yılında, Asım Kocabıyık Kültür Eğitim Vakfı�nın katkılarıyla Gemlik Asım Kocabıyık Meslek Yüksekokulu olarak faaliyet göstermeye başlamıştır.
Cumhuriyet döneminde ulaşım ağı da yaygınlaştırılmış, yabancı şirketilerin yönetiminde bulunan demiryolları devletleştirilmiş ve yeni demiryolları yapılmıştır. Bu kapsamda, 1931 yılında Mudanya � Bursa hattı, satınalma yolu ile devletleştirilmiştir.
3. NÜFUS VE DEMOGRAFİK ÖZELLİKLER
Bursa ilinin 2000 genel nüfus sayımına göre nüfusu 2.125.140 kişi, yıllık nüfus artış hızı %28,6�dır. Bu artış hızı ile Bursa nüfusunun 2010 yılında 2.804.332 olacağı tahmin edilmektedir. Nüfusun 1.630.940�ı şehirde (il ve ilçe merkezlerinde), 494.200�ü köylerde yaşamaktadır. 1975 yılından itibaren şehir nüfusu köy nüfusundan önde gitmektedir. Bursa�nın şehir nüfusunun, yıllık nüfus artışı, Türkiye�nin şehir nüfusunun yıllık artış hızından %26,81 büyüktür. Bursa nüfusunun artışındaki en büyük neden göçtür. Bursa en fazla göçü yurt dışında Bulgaristan�dan, yurt içinde ise Erzurum�dan almaktadır. Bir kilometrekareye düşen kişi sayısı olan nüfus yoğunluğu Bursa genelinde 204�dür. Bursa�nın nüfusu Türkiye genelinde olduğu gibi gençtir. Nüfusun %53,7�sini 0�29 yaş grubu oluşturmaktadır. İlde ortalama hane halkı büyüklüğü 3,9�dur. Toplam yaş bağımlılık oranı %47,6 ile Türkiye yaş bağımlılık oranından %55,10 daha küçüktür.
3.1. İLÇELERE GÖRE NÜFUS
Tablo 3: Bursa ili 2005 yılı nüfus bilgileri
İLÇE | NÜFUS | YÜZÖLÇÜMÜ (km2) | NÜFUS YOĞUNLUĞU (km2�ye düşen nüfus) |
729.799 | 399 | 1.829 | |
517.639 | 397 | 1.304 | |
211.450 | 378 | 559 | |
92.425 | 413 | 224 | |
48.370 | 346 | 140 | |
46.223 | 118 | 392 | |
42.090 | 374 | 113 | |
182.152 | 1.006 | 181 | |
101.762 | 1.731 | 59 | |
83.272 | 476 | 175 | |
77.415 | 1.285 | 60 | |
52.380 | 772 | 68 | |
44.770 | 753 | 59 | |
26.383 | 844 | 31 | |
16.139 | 640 | 25 | |
14.057 | 522 | 27 | |
7.906 | 365 | 22 | |
TOPLAM | 2.294.232 | 10.819 | 212 |
4. SOSYO � EKONOMİK YAPI
Bursa, ekonomik yönüyle, Türk ekonomisinin geliştirilmesi ve ona yeni ivmeler kazandırılmasında aktif ve yönlendirici bir gücü temsil etmektedir. Ülke ve bölge ekonomisinin gelişmesine, ihracat yönüyle döviz girdisi sağlanmasına ve sanayi altyapısının güçlenmesine sağladığı katkılarla Bursa, ekonomik açıdan büyük bir dinamizm sergilemektedir.
Bursa�nın coğrafi konumu da, Bursa sanayisi için önemli bir avantajdır. Bursa, konumu itibariyle Anadolu yarımadasının batıya çıkış ve batının Anadolu�ya giriş kapısı konumundadır.
Bursa, ülke ekonomisine sağladığı katma değer açısından İstanbul, Kocaeli ve İzmir'den sonra 4. sırada yer almaktadır. İmalat sanayiinde ise Türkiye katma değerinin (GSMH�dan aldığı pay) % 8-9'unu tek başına sağlamaktadır.
2003 yılı illerin ve bölgelerin sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralaması araştırması sonuçlarına göre ; sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi itibariyle Bursa, İstanbul, Ankara, ve İzmir�den sonra 4. sırada yer almaktadır.
Bursa, Türkiye' nin hem nüfus sıralamasına göre hem de ekonomik yapıya göre de 4. büyük ilidir. Bursa okur-yazar nüfus açısından ise İstanbul ve Ankara�nın ardından 3. sırada bulunuyor.
4.1. TARIM
Bursa�nın toprağı çok bereketli olup, iklimi (sıcaklık, nem ve yağış) tarıma çok müsaittir. Tarım ürünleri çok çeşitli ve boldur. Bazı meyve ve sebze ürünlerinde Bursa birinci sırada yer alır. Arazinin % 44�ü tarladır. Tarım ürünlerinin başlıcaları; buğday, arpa, mısır, yulaf ve pirinç gibi tahıllardır. Bütün bunların senelik istihsali 500.000 tona yaklaşır. 20.000 tona yakın fasulye, bakla, bezelye ve çiğ baklagiller, tütün, pamuk, ayçiçeği, susam ve anason yetişir.
Türkiye�nin en çok ve kaliteli sebzesi Bursa�da üretilir. Bunlardan domates birinci sırayı alırken, soğan ikinci sıradadır. Patates, hıyar, pırasa, lahana, taze fasulye, patlıcan, biber, enginar ve ıspanak üretimi 250.000 tona yaklaşır. Bursa meyvecilikte çok ileridir. Sulu şeftalisi, kestane, üzüm, elma, armut, çilek, vişne, kiraz, kayısı, erik, muşmula, kızılcık, ceviz, kavun, karpuz ve her çeşit meyve yetişir. Türkiye�de, çileğin % 80�i, şeftalinin % 40�ı Bursa�da yetişir. 25.000 hektara yaklaşan bağlarda yetişen razzaki ve müşküle üzümü de dış ülkelere ihraç edilir. Gemlik, Mudanya ve Orhangazi ilçelerinin zeytinleri sofralık, lezzetli zeytinlerdir.
Bursa�da modern tarım aletleri, suni gübreleme, sulama ve ilaçlama en ileri seviyededir. İpek böcekçiliği, Osmanlı devrinde çok yaygındı. Suni ipek çıkınca koza üretimi azalmıştır. Senede 600 tona yakın koza üretilmektedir. Dünyanın en verimli kestane alanları Bursa yamaçlarındadır. Bursa ile Sarıalan�a kadar uzanan kestane kuşağı ilmen dünyanın kestane kuşağıdır.
Son yıllarda ilimizde özellikle Bursa Ovasında tarımsal üretimi kısıtlayan sorunlara ek olarak, en az erozyon sorunu kadar önemli, gizli ya da sinsi erozyon diye adlandırabileceğimiz, hızlı sanayileşme ve nüfus artışına bağlı kentleşme nedeniyle verimli tarım topraklarının kaybı ve doğal dengenin bozulması sorunu da ortaya çıkmıştır.
4.2. HAYVANCILIK
Bursa�da hayvancılık oldukça ileridir. Mera ve çayırlar hayvancılığa müsaittir. Başta koyun olmak üzere kıl keçisi ve sığır beslenir. 32.000 arı kovanı ve lezzetli balı vardır. Karacabey-Mustafakemalpaşa arasında bulunan Karacabey Harası, Türkiye�nin en büyük harasıdır. Arazisi 100.000 dekarın üzerindedir. Osmanlı devrinde sarayın et, süt, krema, yağ ve buna benzer ihtiyacı için "Çiftli-Kat-ı Hümayun" olarak kullanılmıştır. Bu araziyi Köse Mihail, kızının çeyizi olarak Orhan Gazi�ye hediye etmiştir. 1924�ten sonra hayvancılığın ıslahı için burada damızlık at, koyun, sığır ve tavuk yetiştirilmeye başlanmıştır. Bunların bir kısmı köylüye satılır. Mustafakemalpaşa�nın Ayazköy ve İncilipınar meraları ıslah edilmiştir.
Bursa�da hayvan potansiyeli arttırmaya yönelik ıslah çalışmalarının yaygınlaştırılması amacıyla çiftçiler bilinçlendirilmeli ve damızlık yetiştiricilerinin işlevleri arttırılmalıdır. Bu amaçla ilimizde 70.000 baş civarında hayvanın verimi, kayıt altına alınmıştır. Bu kayıtlar gelecekteki üstün verimli damızlıkların, veri tabanını oluşturacağından çalışmalar devam etmektedir.
4.3. ORMANCILIK
İlimizin genel alanı 1.081.954 hektardır. Bu alanın 490.325 hektarı (% 45,3) ormanlık alan olup geri kalan 591.629 hektarı ise (% 54,7) açıklık alandır. Bursa İli Orman Bölge Müdürlüğü�nün 2005 yılı verilerine göre ormanların genel durumu Tablo 19�da verilmiştir.
Tablo 19: Bursa İli Orman Envanteri
İlimiz Orman Alanı | |
Koru Orman Alanı | |
Normal Koru Orman Alanı | |
Bozuk Koru Orman Alanı | |
Baltalık Orman Alanı | |
Normal Baltalık Orman Alanı | |
Bozuk Baltalık Orman Alanı | |
Toplam Verimli Orman | |
Toplam Bozuk Orman | |
Açıklık Alan | |
İbreli Orman Serveti | |
Yapraklı Orman Serveti | |
Toplam Ağaç Serveti | |
Baltalık Orman Serveti | 6.125.433 Ster |
İlimiz ormanlarının ekolojik yapısını üç bölüm halinde inceleyebiliriz.
a) Kuru Orman (Maki-Kızılçam) Bölümü: Özellikle dağların güneye bakan yamaçlarının eteklerinde, tektonik kökenli oluklarda ve vadilerin taban kesimlerinde yer alır. Yağış miktarı topraktaki karbonatları yıkamaya yetmediği için genellikle kireçli ve hafif alkalen reaksiyon gösteren topraklardan oluşur. Gemlik Körfezi kıyıları ve İznik gölünün kuzey kıyıları ile Samanlı dağlarının kuzey etekleri maki florası için, Orhaneli, Mustafakemalpaşa ve Karacabey mıntıkaları da kızılçam türü için en iyi yetişme ortamıdır.
b) Nemli Orman Bölümü: Bu bölüm dağların kuzeye bakan yamaçları boyunca yer alır. Yağış fazladır. Kırmızımsı-Sarımsı asit reaksiyon gösteren topraklar yoğundur. Özellikle kışın yaprağını döken geniş yapraklı ormanlar (kayın, kestane, ıhlamur, meşe) ile iğne yapraklı (göknar) ormanlarını bu bölümde sayabiliriz. İznik gölünün güneyindeki Katırlı Avdan dağları, Uludağ ve Samanlı dağlarının kuzey etekleri bu bölümde yer alır.
c) Yarı Nemli Orman (Meşe-Karaçam) Bölümü: Samanlı dağları ile Uludağ güney bölümü bu kısımda yer alır. Güneş ışınları dik ve dike yakın geldiği için buharlaşma fazladır. Bu nedenle bu bölümde nispeten kuraklığa dayanan ağaçlar yer alır. Meşe ve Karaçam ormanlık alanlarını bu bölümde sayabiliriz.
Tablo 20: 2005 Yılı İçinde Yapılan Üretim Miktarları:
1 | Tomruk | |
2 | Tel Direk | |
3 | Maden Direk | |
4 | Sanayi Odunu | |
5 | Kağıtlık Odun | |
6 | Lif Yonga | |
7 | Yakacak Odun | 444.182 Ster |
8 | Sırık | 2 Ster |
9 | Defne Yaprağı | |
İlimiz ormanlarında üretim faaliyetleri hastalıklı, kurumuş, yaşlı, birbirlerine yakın ve birbirlerinin büyümelerini engelleyen ya da herhangi bir biyotik ya da abiyotik faktör nedeniyle devrilmiş ya da kırılmış ağaçların silvikültürel teknikler doğrultusunda ormanlardan çıkartılması şeklinde yapılmaktadır. Bu çalışmalar mevcut yasa, yönetmelik ve tebliğlere uygun olarak orman köylülerine ya da bunların kurmuş olduğu orman kooperatiflerine yaptırılmaktadır.
İlimiz ormanlarında ana orman ürünlerinin üretimi yanı sıra, ayrıca düzenlenmiş ve onaylanmış tali hasılat planlarına uygun olarak bedeli üreticiden tarife bedeli olarak tahsil edilmek üzere defne, kestane, ıhlamur, süpürge çalısı, fıstık çamı meyvesi, tavşan memesi, taflan vb. gibi tali orman ürünlerinin de üretimi yapılmaktadır.
4.4. MADENCİLİK
Kuzeybatı Anadolu Maden provensine (Balıkesir-Kütahya-Uşak-Eskişehir) komşu olan Bursa ili, doğal kaynaklar açısından ikinci derece önemli bir konumdadır.
İl sınırları içerisinde asbest, bor tuzu, kalker, dolomit, kaolen, korundum, manyezit, amyant, mermer ve talktan oluşan endüstriyel hammaddeler, linyit rezervi, sıcak su ve maden suyu kaynağı ile demir, wolfram, antimuan, altın, boksit, krom, bakır, kurşun, çinko, manganez ve molibdenden oluşan metalik maden yatağı veya zuhuru bulunmaktadır.
İl sınırları içerisinde yer alan doğal kaynakların bir kısmı işletilmektedir. Geçmişte işletilmiş olan bazı yataklar ekonomik olma özelliklerini kaybetme nedeniyle şu anda işletilmemektedir. Özellikle doğal kaynaklardan olan metalik madenlerin tamamı işletilmemektedir. Bundan düşük tenör-rezerv ilişkisinin yanı sıra bu metallerin yurt dışından daha kolay ve ekonomik sağlanmasının etkisi bulunmaktadır. Listede yer alan endüstriyel hammadde kaynaklarından bor, kalker, dolomit, kaolen, mermer, granit, talk yatakları ile enerji hammaddeleri olarak linyit kömürü ve termal su kaynakları halen işletilmektedir.
Silah ve uzay sanayinde kullanılan Volfram (Tungsten) Uludağ�da çıkmaktadır. 100.000 ton krom istihsal edilmektedir. Silah sanayinde kullanılan Bor tuzları Mustafakemalpaşa ve Kestel'de çıkmaktadır.
Bursa Genel Bilgi
Marmara Bölgesi’nde yer alan Bursa, kuzeyde Marmara Denizi, Yalova ve Kocaeli, kuzeydoğuda Sakarya, doğuda Bilecik, güneydoğuda Kütahya, güneybatı ve batıda Balıkesir illeri ile çevrilidir.
Bursa’nın kapladığı alan doğal bakımdan çeşitlilikler gösterir. Marmara kıyıları oldukça düz olup, Gemlik Körfezi en önemli girintisini oluşturur. yer yer plato niteliğini taşıyan, doğu batı doğrultusunda uzanan dağlarla bunların arasındaki dağlarla arasındaki geniş çöküntü alanlarından oluşur. Kuzeydeki Samanlı Dağları İznik Gölü çöküntüsü ile kesintiye uğrar. Bölgenin güneyinde ise, Mudanya Dağları, İznik Gölü’nün güneyindeki Katırlı (Aydın) dağları bulunmaktadır. Güneyde bu dağlar Bursa Ovasına doğru alçalır. Ovanın bitiminde yükselen Uludağ-Domaniç kitlesi ise buradaki en büyük engebelerdir. Uludağ 2.543 m. yüksekliği ile ilin en yüksek noktasıdır. Bursa’nın batı kesiminde, Marmara kıyısında ise yüksekliği 1.000 m.ye ulaşmayan tepeler vardır. Bu bölgenin güneyinde Bursa Ovasının devamı olan ve batıda Balıkesir’e doğru devam eden geniş bir çöküntü alanı dikkati çekmektedir. Bu çöküntü alanı içerisinde Ulubat Gölü ile Karacabey Ovası bulunmaktadır. İlçe topraklarında Türkiye’nin 5. büyük gölü olan İznik ile kuzeybatısındaki Ulubat Gölleri bulunmaktadır. Uludağ’ın doruğunda Karagöller ismi ile bilinen üç küçük göl daha vardır.
İlin en önemli akarsuyu Susurluk Çayı’nın bir kolu olan Nilüfer Çayı’dır. Uludağ’ın güney yamaçlarından doğan ve bir çok dere ile beslenen Nilüfer Çayı Bursa ve Karacabey Ovalarını sulamaktadır. Bunun yanı sıra Mustafakemalpaşa Çayı, Mustafakemalpaşa Ovasını sular ve Ulubat Gölüne dökülür. Göksu Uludağ’dan kaynaklanarak Yenişehir Ovasını sular, sonra da Sakarya Nehri’ne karışır.
Bursa’nın il sınırları içerisinde verimli ovaları bulunmaktadır. Bursa Ovası bunların en önemlisi olup, Uludağ’ın kuzeybatı eteklerinde yer alır. Ayrıca Mustafakemalpaşa, Karacabey, Orhangazi, Yenişehir, İnegöl ve İznik Ovaları da ilin önemli ovalarıdır. Toplam yüzölçümü 10.891 km2 olup, nüfusu 2.125.140’tır.
İlin ekonomisi sanayi, tarım, hayvancılık ve turizme dayalıdır. Bursa’da sanayi dokumacılığa dayalıdır. 1960’lardan sonra otomotiv, gıda ve metal eşya sanayiinde gelişmiştir. Bursa il merkezinde yoğunlaşan sanayii kuruluşları, yan sanayi kolları olarak ilçelere de yayılmıştır. Tarım-sanayi ilişkisinin en gelişmiş olduğu illerden Bursa’da, yünlü, ipekli ve pamuklu dokuma, konserve, meyve suyu, salça, yağ ve diğer gıda sanayii ildeki tarım ürünlerine dayalıdır.Tarım alanlarında her türlü tahıl yetiştirilmekle beraber, ağırlık sanayi bitkileri, meyve ve sebze üretimine yöneliktir. Başta buğday olmak üzere, tütün, şeker pancarı, ay çiçeği, patates, soğan, baklagiller, yaş sebze ve meyve en çok yetiştirilen ürünlerdir. Zeytin, üzüm, şeftali, çilek, kestane, domates, biber ve enginar üretimi de onları tamamlamaktadır.
Tarımsal üretimin yanı sıra hayvancılık da ilin ekonomisinde önem taşımaktadır. Büyük ve küçükbaş hayvancılık yaygındır.Özellikle merinos ve kıvırcık türü koyunlar ile sığır yetiştirilmesi ön plandadır.
Başlangıcı Osmanlı dönemine kadar inen ve Türkiye’nin en büyük devlet harası olan Karacabey harası hayvan ırklarının ıslahı ve daha verimli ırklar yetiştirilmesi yönünden ayrı bir önem taşımaktadır. İlde kurulan bir çok modern tavuk çiftliklerinde et ve yumurta verimi yüksek tavuklar yetiştirilmektedir. Uludağ yöresinde arıcılık, Marmara kıyılarında ve göllerinde balıkçılık yapılır. Bugün eski önemini yitirmekle beraber, ipekböcekçiliği bir zamanlar Bursa ekonomisinin ana kaynağını oluşturmaktaydı. Nitekim XVII.yüzyıla ait kaynaklarda halkın büyük bölümünün kozacılık ve ipek dokumacılığı yaptığı yazılıdır. Günümüzde Bursa ve çevresinde dut fidanı, ipek böceği tohumu ve koza üreten özel işletmeler bulunmaktadır.
Bursa orman yönünden de oldukça zengindir. Karaçam, kızılçam, sarıçam, göknar, ardıç, kayın, meşe, gürgen, kestane ve çınar ağaçları bulunmaktadır. Bu yüzden de Bursa’da ve özellikle İnegöl ilçesinde mobilyacılık çok gelişmiştir.
Lawrence Smith isimli bir Amerikalo jeolog Bursa’da kromu bulmuştur.Günümüzde kromun yanı sıra volfram, linyit ve bor maden yatakları Bursa’da bulunmakta olup, işletilmektedir. Az miktarda da magnezit, kurşunlu çinko, amyant ve mermer de üretilmektedir.
Bursa’nın ekonomik etkinliklerinin başında turizm gelmektedir. Zengin tarihinin ortaya koyduğu eserlerin yanı sıra Romalılardan bu yana kullanılan şifalı suları ve kaplıcaları ile de ün yapmıştır. Ayrıca Türkiye’nin belli başlı kayak merkezi de Uludağ’da bulunmaktadır.
Tarih öncesine ait Bursa’daki ilk yerleşim, yörede yapılan kazılar sonucunda aydınlığa kavuşmuştur. Bursa yöresinde yapılan yüzey araştırmaları Kalkolitik devirlerde (MÖ.5500-3500) yıllarında yörede yerleşildiğini ortaya koymuştur. Prof.Dr.Kılıç Kökten, yöredeki yüzey çalışmalarını daha sonra İznik Gölü’nün kuzeyindeki höyüklere yöneltmiştir. Prof.Dr.Şevket Aziz Kansu da İznik Gölü çevresinde yaptığı araştırmalarda Prehistorik yerleşim alanları ile karşılaşmıştır. Bütün bu araştırmalar Bursa yöresinin Kalkolitik Dönemde (MÖ.5500-3500) ve onu izleyen Erken Tunç Çağında (MÖ.3000-2000) yörede yerleşildiğini ve bu yörede maden işletildiğini ortaya koymuştur.
Bazı antik kaynaklara göre; kentin kurucusu I.Prusias’dır (M.Ö.232-192). Kartaca Kralı Hannibal, Roma İmparatorluğu ile yaptığı savaşı kaybedince, birlikleriyle beraber I.Prusias’a sığınmıştır. Burada zafer kazanan bir komutan gibi karşılanıp, saygı görmüş ve buna karşılık olarak Hannibal, emrindeki askerlerle bir kent kurarak, Prusias’ın adını verip Ona armağan etmiştir. İlkçağ Prousa’sının bulunduğu alanda, çok az İlkçağ kalıntılarına, mimari parçalara rastlanmıştır. Bunlar arasında en önemlileri, bugün Tophane semtinde, Okçu Baba Türbesi bitişiğindeki İlkçağa tarihlenen sur parçaları ile aynı yerde, caddenin karşı yanındaki Ortaçağ surlarının yapımında kullanıldığı görülen mimari parçalardır.
Bursa yöresi MÖ.1200-700 yıllarında Balkanlardan gelen kavimlerin yerleşmesine de sahne olmuştur. Bursa İl merkezinde özellikle Muradiye semtinde bulunan Frig ve Hitit kalıntıları, yeterince açıklık getirmemekle beraber, onların da bu bölgede yaşamış olduklarını göstermektedir. MÖ.700 yıllarında İskit saldırılarından kaçan Bithynialılar da İzmit Körfezi’nden başlayarak Sakarya ile Bursa arasındaki alana yerleşmişlerdir. Bu durumda Bursa Bithynialıların önemli bir kenti konumuna gelmiştir. MÖ.600’de Bursa yöresi Lydialıların eline geçmiş, daha sonra Persler burada egemenlik kurmuşlardır. Daskyleion’daki (Karacabey) Pers satrabının yönetimine bütün bölge girmiştir. MÖ.88’de Mithridates (Pontus Kralı) Bursa yöresini ele geçirmiş ve Bithynia Krallığını da kontrolü altına almıştır. MÖ.75 ve 74’te Bithynia kralı IV. Nikomedes burasını vasiyet yoluyla Romalılara bırakmıştır.
Roma İmparatoru Traianus (MS.98-117) zamanında Bursa büyük bir gelişim göstermiştir. Bu dönemde Bursa kaplıcalarının özelliği fark edilmiş ve kent Gaius Plinius zamanında sur dışına kadar yayılmıştır. O dönemde yapılan kaplıca hamamları, saray, kütüphane, gymnasium ve agora ile Bursa yeni bir görünüm kazanmıştır.
Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılmasından sonra Bursa, Doğu Roma’nın beş eyaletinden biri olmuştur. Bu dönemlerde Bursa, kuzeyden gelen Gotların, Hunların ve güneyden gelen Arapların akınlarına uğramış ve çok zor günler geçirmiştir. Bizans İmparatoru Iustinianus zamanında kent yeni baştan imar edilmiş, İmparatoriçe Thedora 525’te beraberindeki 4000 kişi ile Bursa’ya gelerek buradaki kaplıcalardan yararlanmıştır. İmparator Constantinius VII. (919-944) kenti bir kez daha onarmış, kiliseler, manastırlar ve yeni hamamlar eklemiştir.
Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Selçuklu Sultanı Kutulmuşoğlu Süleyman Şah, önce İznik’i ele geçirmiş (1008) ve Bizans’a karşı büyük bir üstünlük sağlamıştır. Ancak, Haçlıların da yardımıyla Bizanslılar Bursa yöresini yeniden ele geçirmişlerdir. Bursa birkaç kez Selçuklular ile Bizanslılar arasında el değiştirmiştir.
Osmanlı Devletinin kurulmasını ve güçlenmesini izleyen yıllarda Osmanlılar buraya yoğun akınlar yapmışlar, sonunda Orhan Gazi 1326’das Bursa’yı ele geçirmiştir. Orhan Gazi’nin ölümünden sonra 1360’ta Sultan I.Nurat Hüdavendigâr Bursa’da imar çalışmalarına girmiş, Çekirge semtinde kendi ismini taşıyan yapı topluluğunu yaptırmıştır.
Yıldırım Beyazıt döneminde ise şehir, yeni yapılan eserlerle daha da genişlemiştir. Ancak Yıldırım Beyazıt’ın 1402’de Ankara Savaşı’nda yenilmesinden sonra Timur Bursa’ya girmiş ve şehri tahrip etmiştir. Yıldırım Beyazıt’ın ölümünden sonra on yıl süren kardeş kavgası sonunda Çelebi Sultan Mehmet Bursa’da yıkılan yapıları yenilemiş ve yeni yapılarla da şehri imar etmiştir. Bundan sonra Osmanlı’nın başkenti olan Bursa, İstanbul’un fethine kadar Osmanlının siyasi ve kültürel bir merkezi olmuştur.
Bursa 1841 yılında eyalet merkezi olmuştur. 1855 depremi Bursa’ya büyük zarar vermiştir. 1859 yılında sancak merkezi, 1867 yılında Hüdavendigâr eyalet merkezi olan Bursa, 1923 yılında da il olmuştur.
Kurtuluş Savaşı öncesi 8 Temmuz 1920’de Yunanlılar Bursa’yı işgal etmişler, 30 Ağustos Zaferinden sonra da 10-11 Eylül 1922’de şehirden çekilmişlerdir. Cumhuriyetin ilanından sonra Bursa il konumunu korumuştur.
Tarihi geçmişi oldukça eskiye inen Bursa’da o dönemlerden günümüze ulaşabilen yapılar yok denecek kadar azdır. Antik çağ yapıları Bursa’nın çeşitli tarihlerde uğradığı akınlarda yıkılmış, Osmanlı yapılanmasında da onların taşlarından yararlanılmıştır. Kentin ilk kurulduğu Hisar Mahallesi’nde az da olsa antik çağın mimari kalıntılarına ve küçük buluntularına rastlanılmaktadır. Bunlar arasında Bithynialılar zamanında yapıldığı sanılan, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde de kullanıldığı sanılan ve onarım geçiren surların bazı bölümleri günümüze ulaşmıştır. Osmanlı döneminde yapılan I.Beyazıt’ın işa ettirdiği Ulu Cami, Osman Gazi’nin oğlu Alaeddin Bey’in yaptırdığı Alaeddin Camisi, Orhan Camisi, Timurtaş Paşa Camisi, Emir Sultan Camisi, Altıparmak Camisi, Hacı İskender Camisi, İvaz Paşa Camisi, Hoca Alizade Camisi, Molla Fenari Camisi, Şehabeddin Paşa Camisi, Şahadet Camisi, Selçuk Hatun Mescidi, Yeşil Külliye, Muradiye Külliyesi, Hüdavendigâr Külliyesi, Yıldırım Külliyesi kentin belli başlı camileridir.
Ayrıca Osman Bey’den Fatih Sultan Mehmet’e kadar olan Osmanlı padişahlarının türbeleri de burada bulunmaktadır. Gülçiçek Hatun Türbesi, Devlet hatun Türbesi, Nalıncılar Hamamı, Şengül hamamı, Mahkeme Hamamı, Umurbey Hamamı, Atpazarı Hamamı, Emir Hanı, Kapan Hanı, Çukur Han, Geyve Hanı, İpek Hanı, Tuzpazarı Hanı, Koza Hanı, Fidan Hanı, Pirinç Hanı, Büyük Kapalı Çarşı, Yıldırım Beyazıt Bedesteni günümüze gelebilen diğer Osmanlı eserleridir. Bursa kaplıcalarının en ünlüleri olan Eski Kaplıca, Çekirge Hamamı, Kükürtlü Kaplıca, Yeni Kaplıca, Kaynarca hamamı ve Karamustafapaşa Kaplıcası da onları tamamlamaktadır.
Bursa hakkında bilgiler
Bursa 40 derece boylam ve 28 - 30 derece enlem daireleri arasinda Marmara Denizinin güneydogusunda yer alan, toplam il nüfusu 2000 Yili Genel Nüfus Tespit sonuçlarina göre 2.106.687 ile Türkiye''nin 4. büyük kentidir.
Bursa ili doguda Bilecik, Adapazari, kuzeyde Izmit, Yalova, Istanbul ve Marmara Denizi, güneyde Eskisehir, Kütahya, batida Balikesir illeriyle çevrilidir.
Denizden yüksekligi 100 metre olan Bursa, genelde iliman bir iklime sahiptir. Ancak, iklim bölgelere göre de degisiklik göstermektedir. Kuzeyde Marmara Denizinin yumusak ve ilik iklimine karsilik güneyde Uludag''in sert iklimi ile karsilasilmaktadir.
Ilin en sicak aylari Temmuz - Eylül, en soguk aylari ise Subat - Mart''tir. 52 yillik gözlem süresi itibari ile yillik ortalama yagis miktari 706 mm.dir. Ilde ortalama nispi nem % 69 civarindadir.
Ilin yüzey sekilleri, birbirlerinden esiklerle ayrilmis çöküntü alanlariyla, daglar halindedir. Çöküntü alanlarinin baslicalarini Iznik ve Uluabat gölleriyle Yenisehir, Bursa ve Inegöl ovalari olusturmaktadir.
Toplam yüzölçümü 10.891 km2 olan Bursa ili topraklarinin % 17''sini ovalar olusturmaktadir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder