Suudi Arabistan turları ve gezi programları, sömestre,yarıyıl tatilleri
Suudi Arabistan ana şehirlerindeki oteller ve Suudi Arabistan hakkında bilgiler aşağıdaki gibidir:
Suudi Arabistan'deki ana şehirler
|
Suudi Arabistan hakkında bilgi
Suudi Arabistan Krallığı Arabistan Yarımadasında 16° 11’ - 32° 09’ kuzey enlemleri ve 34° 34’ - 55° 41’ doğu boylamları arasında yer alan bir ülke. Kuzeyden Kuveyt, Irak ve Ürdün, güneyden Yemen, Güney Yemen ve Umman, doğudan Birleşik Arab Emirliği ve Basra Körfezi ve batıdan Kızıldeniz ile çevrilidir.
Suudi Arabistan Krallığı ( Arapça:'المملكة العربية السعودية') Arap Yarımadası'nda bulunan en büyük ülkedir. Kuzeydoğu'da Ürdün, kuzey ve kuzeydoğu'da Irak, doğuda
Irak Orta Doğu ülkelerinden biri. Kuzeyinde Türkiye, batısında Suriye ve Ürdün, doğusunda İran, güneyinde Kuveyt, Suudi Arabistan ve Basra Körfezi yer alır. Başkenti Bağdat olan ülkenin nüfusu 26 milyondur. (46. sırada) Osmanlı İmparatorluğunun çöküşünün ardından Ortadoğu’da kurulmuş olan devletlerden birisidir. Tarih içinde hiçbir zaman yaşamış olan bir Irak devleti ve Irak halkı olmamıştır. Irak adı da Osmanlı İmparatorluğu döneminde merkeze olan uzaklığından dolayı “Irak “ kelimesiyle
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Kuveyt, ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
DEVLETİN ADI: Kuveyt BAŞŞEHRİ: Kuveyt YÜZÖLÇÜMÜ: 17.818 km2 NÜFUSU: 1.190.000 RESMİ DİLİ: Arapça DİNİ: Müslümanlık PARA BİRİMİ: Kuveyt Dinarı
Basra Körfezinin üst kısmında 17.818 km2lik bir alanı kaplayan bağımsız bir Arap devleti. Kuzeyinde ve batısında Irak, doğusunda Basra Körfezi, güneyinde Suudi Arabistan bulunur.
Târihi
On sekizinci yüzyıl başlarında, Arabistan Yarımadasının iç bölgelerindeki Anizah kabilesinden birçok âilenin göçebelikten vazgeçip, Basra Körfezi kıy
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Katar, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri, güneydoğuda Basra Körfezinin üst kısmında 17.818 km2lik bir alanı kaplayan bağımsız bir Arap devleti. Kuzeyinde ve batısında Irak, doğusunda Basra Körfezi, güneyinde Suudi Arabistan bulunur.
Târihi
On sekizinci yüzyıl başlarında, Arabistan Yarımadasının iç bölgelerindeki Anizah kabilesinden birçok âilenin göçebelikten vazgeçip, Basra Körfezi kıy
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Umman Sultanlığı Arap Yarımadasının güneydoğu köşesinde bulunan bir devlet. Umman, kuzeydoğuda Umman Körfezi, güneyde Umman Denizi, güneybatıda Yemen Demokratik Halk Cumhûriyeti, batıda Suudi Arabistan, kuzeyde ve kuzeybatıda Birleşik Arap Emirlikleriyle çevrilidir.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Yemen, kuzeydoğusunda ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Yemen Arap Yarımadasının batı ucunda yer alan bir devlet. Batısında Kızıldeniz, kuzeyinde Suudi Arabistan, doğusunda Umman, güneyinde Aden Körfezi ile çevrilidir.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Basra Körfezi ve batısında ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
BASRA KÖRFEZİ Hint Okyanusunun Arabistan Yarımadası ve İran arasındaki girintisi. Doğusunda İran, kuzeybatıda Irak ve Kuveyt, batısında Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri bulunur. Dicle ve Fırat nehirleri birleşerek Şattülarab adıyla körfezin kuzey ucundan denize dökülür. Körfez, kuzey-güney doğrultusunda Şattülarab'ın döküldüğü yerden Hürmüz Boğazına kadar uzanır. Buradan Umman Denizine ve oradan da Hint Okyanusuna bağlanır. Yüzölçümü 236.800 km2, o
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Kızıldeniz ile çevrilidir. İslama göre kutsal kabul edilen iki şehir, Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere Suudi Arabistanın Hicaz bölgesindedir. Arabistan Yarımadasında 16° 11’ - 32° 09’ kuzey enlemleri ve 34° 34’ - 55° 41’ doğu boylamları arasında yer alan bir ülke. Bu bölgeye Haremeyn adı da verilir. Asırlarca Osmanlılar tarafından idare edilmiştir. 18. Yüzyılın ortasında dini bir hareket olarak ortaya çıkan vehhabilik daha sonra siyasi bir harekete dönüşerek bu günki Suud devletinin temellerini oluşturmuştur. (Geniş bilgi için bak: Zekeriya Kurşun, Necid ve Ahsa'da Osmanlı Hakimiyeti, Ankara 1998)...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Tarihi
Arabistan tarihi, ilk yaratılmış insan ve ilk peygamber hazret-i Âdem ile başlar (Bkz. Âdem Aleyhisselam). Arabistan toprakları üzerinde hazret-i Âdem’den sonra birçok peygamber geldi. Bunlardan hazret-i Nûh, insanlığın ikinci babasıdır. Araplar, hazret-i Nûh’un üç oğlundan biri olan “Sam”dan türemişlerdir. (Bkz. Nûh Aleyhisselam). Bu yüzden ülke toprakları üzerinde ilk yaşayanlara “Samiler” adı verilir.Hazret-i Muhammed 632 yılında vefat edince Dört Halife (632-661) devri başladı. Bahreyn, Irak, Suriye, Filistin, Mısır, Afrika, Kafkasya ve Horasan fethedildi. Dört Halife devrinden ve hazret-i Hasan’ın altı aylık hilafetinden sonra, devlet idaresi 662 yılında Emevilere geçti. Sicistan, Afganistan, Semerkant, Erzurum, Kıbrıs, Girit, Sicilya, Buhara, Harzem, Hint toprakları Malatya ve Türkistan fethedildi. Sınırlar Atlas Okyanusu ve Fransa içlerinden Türkistan’a kadar uzandı. (Bkz. Emeviler)
Emevi Halifeliğinden sonra, 750’de Abbasi Halifeliği devri başladı. Fakat Abbasiler her geçen gün kuvvet ve itibarını kaybediyordu. Çeşitli iç isyanların ve toprak kayıplarının yanında, Moğol felaketiyle 1258’de fetret devrine girildi. Üç senelik fetret devrinden sonra, Abbasilerin Mısır’daki halifeliği 1517 yılına kadar devam etti. (Bkz. Abbasiler)
Arabistan Yarımadası, Sultan Birinci Selim Han (1512-1520) zamanında, Osmanlı hakimiyetine geçti. Sultan Selim Hanın 1517’deki Ridaniye Muharebesiyle Mısır’ı alıp, Memlûk Devletine son verdikten sonra, bu devletin nüfûzu altında bulunan Mekke ve Medine havalisi de Osmanlı hakimiyetini tanıdı. O sırada Mekke emiri bulunan Şerif Berekat bin Muhammed Hasani, derhal henüz on iki yaşında bulunan oğlu Şerif Ebû Nümey’i, elçilik heyetiyle Mısır’a göndererek Osmanlı padişahına tazimlerini arzla Mekke’nin anahtarlarını takdim etti. Şerif Ebû Nümey, Osmanlı Padişahı Sultan Selim Han tarafından da kabul edildi. Şerif Ebû Nümey’e hil’at giydirilerek, padişahın elini öptü. Şerif Berekat’a Mekke emirliği menşuru yazılıp, oğluna verilen hediyelerle Mekke’ye gönderildi. Mısır hazinesinden Mekke emirine maaş bağlandı. Ayrıca Şerif Ebû Nümey ile beraber Mekke ve Medine ahalisine dağıtılmak üzere, padişah tarafından 200.000 altınla bol miktarda zahire gönderildi. Bunları Emir Muslihiddin ile Mısır’dan iki kadı götürüp, mahallerinde dağıtmaya memur edildiler.
1517 yılından itibaren Mekke ve Medine’deki camilerdeki hutbelerde, Osmanlı padişahlarının adları zikredildi. Emir tayinleri de Osmanlı padişahlarınca yapılırdı. Mekke emiri olan şerif vefat eder veya azl yahut istifa ile makamı boşaldığı zaman, yerine tayin olunacak yeni emir, şeriflerin seçimleri Mekke kadısıyla Mısır, Şam ve Cidde valilerinin arz ve inhaları üzerine padişah tarafından tayin edilirdi. Emir tayini, dört yüz yıldan fazla bu usûlle yapıldı.
Osmanlılar bölgeyi imtiyazlı halde tuttular. Mübarek belde olması dolayısıyla ahalisine ziyadesiyle yardım edip, manevi ve sanat değeri yüksek pekçok eserler yaptırdılar. Arabistan ahalisi, Osmanlıların hakimiyetinde kaldıkları 1517-1918 yılları arasında bolluk içinde yaşayıp, ihtiyaçları ziyadesiyle karşılandı.
1737 yılında Abdülvehhab oğlu Muhammed’in yaymaya başladığı Vehhabilik yolu, Arabistan’daki sükûneti bozdu. Bu yol siyasi bir hal de alınca; Osmanlı Devletine karşı bölgedeki Bedevilerin desteğinde 1791’de isyan ettiler. Mekke Emiri Şerif Galib Efendi ile harp ettiler. Sayısız Müslümanı öldürüp, kadınlarını, çocuklarını ve mallarını aldılar. Bunlar 1801’de Mekke’ye saldırdılar. Mekke Emiri Şerif Galib Efendi, bunları şehre sokmadı. Mekke etrafındaki Arap kabileleri de Vehhabi oldu. 1803’te Taif’e girdiler. Taif’teki Müslümanlara işkence edip, kadınları ve çocukları acımasızca öldürdüler. Hac mevsiminde Mekke’ye de saldırdılar. Şehre giremediler. Şerif Galib Efendi, Cidde’ye girince Sü’ûd bin Abdülaziz antlaşmayla şehre girdi, türbe ve mezarların hepsini yıktırdı. Suudiler, Şerif Galib Efendiyi yakalamak için Cidde’ye gittiyse de Osmanlı askerinin mukavemetinden geri çekildiler. Mekke’de işkence, zulüm, soygun artınca, Şerif Galib Efendi, Cidde’den şehre gelip Vehhabileri kovdu. Yemen dağlarına kaçtılar. Kaçarken çok zulüm, soygun yaptılar. Şerif Galib Efendinin tavsiyesiyle Beni Sakif Kabilesi de Taif’teki Vehhabileri şehirden kaçırttılar. Vehhabiler, Yemen dağlarındaki cahil, vahşi köylüleri toplayıp, kuvvetlerini arttırarak tekrar Mekke’yi kuşattılar. Şehir açlık sebebiyle teslim oldu. Yine şehirde çok zulüm ve tahribat yaptılar. Mübarek beldelerdeki zulüm ve tahribat, Mısır Valisi Mehmed Ali Paşanın 1812’de Cidde’ye gelmesi ve Mekke’ye asker göndermesine kadar devam etti.
Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa, Vehhabilerin merkezi Deriyye’yi 1818’de fethedip, Vehhabi Emiri Abdullah ibni Suud ile dört oğlu ve ileri gelenlerini esir alıp, İstanbul’a gönderince, bunlar idam edildi. İngiltere bölgede fitne çıkarıp, Osmanlı Devleti içinde isyan başlatmak istediyse de 1857’de sulhla etkisiz hale getirildi. 1860 yılında bütün emirler devletin itaatı ve terbiyesi altına sokuldu.
1897’de Suudilerin lideri olan Abdülaziz er-Reşid, Vehhabiliği tekrar faal hale getirdi. Riyad, Kasim, Büreyde şeyhleri, El-Mühenne köyünde bulunan Abdülaziz bin Suud bin Faysal ile anlaştılar. Abdülaziz bin Suud, 12.000 hecinli ile Kuveyt’ten Riyad’a geldi. 1902’de bir gece Riyad’a girdi. Abdülaziz ibnür-Reşid’in Riyad Valisi Aclan’ı bir ziyafette öldürdü. Zulümden yılmış olan halk, bunu emir yaptı. Üç sene çeşitli muharebeler yapıldı. Abdülaziz ibnür-Reşid öldürüldü. 1915’te Osmanlılar işe karışarak, Abdülaziz bin Suud, Riyad kaymakamı olmak üzere sulh yapıldı. Sonra Reşidiler ile Suudiler arasında Kasim’de harp olup, Abdülaziz bin Suud mağlup oldu. 1918’de Abdülaziz bin Suud, İngilizlerin teşviki ile bir beyanname yayınladı. Mekke’ye ve Taif’e saldırdı. Fakat, bu şehirleri Şerif Hüseyin Paşadan alamadı. 1924’te İngilizler, MekkeEmiri Şerif Hüseyin bin Ali Paşayı yakalayıp, Kıbrıs’a götürdü. İngilizlerin bu hareketinden sonra, Abdülaziz bin Suud, 1924’te Mekke’yi ve Taif’i rahatça ele geçirdi. Suudiler, İngilizlerin yardımıyla bölgede kontrolü sağlayınca, Osmanlı Devletinden sonra halifelik makamına sahip olmak istedilerse de başaramadılar.
İbn-i Suud, 1932 yılında Suudi Arabistan Krallığını kurdu. 1953 yılında ölümünden sonra, yerine oğlu Suud bin Abdülaziz geçti. 1964’te tahtan indirildi. Yerine kardeşi Faysal getirildi. 1977’de sarayında yeğeni tarafından öldürüldü. Yerine kardeşi Halid geçti. O da 1982’de ölünce kardeşi Fahd geçti.
Suudi Arabistan 1948, 1967 ve 1973 yıllarında vuku bulan Arap-İsrail harplerine katıldı. İngiltere, Fransa ve ABD’den milyarlarca dolarlık silah, malzeme, savaş uçakları, güdümlü mermiler alındı. 1990 ortalarında Kuveyt’in Irak tarafından işgal edilmesine karşı olan Suudi Arabistan, Irak’ı Kuveyt’ten çıkarmak için harekete geçen “çok uluslu güce” üs vazifesi yaptı.
Devlet Yapısı
Suudi Arabistan, şeriat yasalarının anayasa olarak kabul edildiği bir krallıktır. Hem yürütme gücünü, hem yasama gücünü elinde tutan kral, Bakanlar Kurulu'nu kendi atar ve kararlarını veto etme hakkına sahiptir. Yönetimle ilgili önemli kararların aşağı yukarı tümü, Suudi ailesi tarafından alınır. Siyasal parti de, yasama organı da bulunmamakla birlikte, her yurttaş "meclis" diye adlandırılan düzenli dinleme oturumlarına doğrudan başvurarak krala şikâyetlerini iletebilir, yardımını isteyebilir.Suudi Arabistan'da kral seçimi ile ilgili reforma gidiliyor. Kral artık halefini kendi seçemeyecek. Bunun yerine Kraliyet ailesi üyelerinden oluşan Biat adlı özel bir konsey gizli oylama yöntemiyle yeni kralı belirleyecek. 3 aday ise Kral tarafından tespit edilecek. Ancak Konsey yönetim için yetersiz gördüğü kralın haklarını elinden alma gücüne sahip olacak.
Fiziki Yapı
Arap Yarımadası, Önasya’da kuzeybatıdan, güneydoğuya doğru uzanmış düzgün olmayan dikdörtgen şeklinde bir yapıya sahiptir. Güney kısmı doğuya doğru genişlemekle bir çizme şeklini alır. Arap Yarımadası’nın yaklaşık 2.240.000 km2lik büyük bir bölümü Suudi Arabistan topraklarını meydana getirir. Genel olarak ülke toprakları kıyıları alçak yerlerden, sahile yakın yüksek dağlardan ve iç kısımları da yüksek ve geniş ovalardan ibarettir. Batı kıyıları Filistin sınırından, Yemen sınırına kadar Serat Sıra Dağlarıyla örtülüdür. Bu dağların en yüksek noktası yaklaşık olarak 3657 m yüksekliğindeki Razih Dağıdır. Hicaz’ın doğusunda Necid Çölü bulunur. Necid’in güneyinde Dehna veya Rubül Hali Çölü ve doğusunda Nüfud Çölü yer alır.Serat Dağlarından doğan nehirler zayıf ve kısa olup, küçük çaylar halinde kalırlar. Çoğu Tehame kumlarında kurur. Başlıca büyük nehirleri Behre, Şecce, Kanûn, Aşer, Sem ve Bişe’dir. Bunlar ancak ani yağan yağmurlarla denize ulaşabilirler. Yarımadanın doğu taraflarında hemen hemen hiçbir nehir olmayıp, ancak bu geniş bölge “Vadi” adı verilen, nehir yatağı şeklinde olan, kuru derelere bölünmüş durumdadır. Bunların en büyüğü de, Hicaz bölgesinin güneyinde yer alan Asir bölgesinden doğan Vadi-i Remim olup, Fırat’a kadar uzandığı olmaktadır.
Ülkenin doğusunda yer alan El-Hassa bölgesi ve güney kesimleri yüksek yaylalıktır. Bu bölgenin ve Nüfud Çölü ile Yemame’nin bir kısmıysa dağlıktır.
Kızıldeniz kıyıları “şap” denilen kayalar, mercanlar ve adalarla örtülüdür. Basra kıyılarıysa alçak ve girintili çıkıntılıdır. Batı bölgesinde kıyılara yakın ova ve dağların bir kısmı katılaşmış lav kalıntıları(Harralar) ile kaplıdır. Kıyıdan 250 km kadar içerdeki Hicaz bölgesindeki vadiler, tepelerden kıyıdaki ovalara doğru uzanır. Bunların içinde en önemlisi Hama Vadisidir.
İklimi
Arabistan iklimi, toprağından dolayı genel olarak sıcak ise de, yüksek bölgelerde serindir. İklimin en müsait olduğu yerler Yemen’e yakın bölgelerle Necid Çölüdür. Dehna Çölü ve Tehame bölgelerinde şiddetli sıcaklar ve kuraklık mevcuttur. Tehame’de genellikle yağış olmaz ve ortalama sıcaklık 37°C civarındadır. Hiç yağmur almayan çöllerdeyse sıcaklık, gece 38°C, gündüz ise 43°C civarında seyreder. Hicaz ve güneyi mûtedil bir havaya sahiptir. Hatta Medine-i münevvereye ve Taif’e kışın kar yağdığı dahi olur. Yıllık yağış ortalaması 160 ila 180 mm kadardır. Ancak yağmurlarla meydana gelmiş olan kısmi yeşillik, sıcak ve boğucu “sam (semum)” adlı çöl rüzgarlarıyla kuruyarak kül rengine döner.Tabii Kaynaklar
Arabistan topraklarının genel olarak, biricik tabii kaynağı hurmadır. Hurmanın birçok çeşitleri yetişmektedir. Ülkenin Yemen ve Amman’a yakın bölgesiyle, Hicaz ve Necid bölgelerinde çok çeşitli bitkilerin yanında tıpta kullanılan sinameki, demirhindi, kat ağacı ve zamk-ı Arabi, gibi nadide bitki türleri de yetişir. Ülkede göze çarpacak ormanlar olmayıp, çoğu yerler çıplak ve taşlıktır. Meyve ağaçları dışında, seyrek olarak ardıç, yabani yasemin ve yabani zeytin ağaçları da mevcuttur. Yağmurların düştüğü dönemlerde meydana gelen yeşillik ve mer’alar, kısa sürede kurur. Sulak bölgelerde ve Tehame civarında bol, uzun ve çeşitli kamış türleri yetişir.Suudi Arabistan toprakları, deve ve cins atların asıl vatanıdır. Dünyanın en güzel atları burada yetişir. Necid bölgesi at ve deve bakımından en zengin bölgedir.
Diğer bölgelerdeyse daha çok koyun, keçi, sığır ve eşek yetiştirilir. Vahşi hayvanlar içinde, en başta çöllerin kralı olan arslan gelir. Ayrıca kaplan, sırtlan, çakal, domuz, kurt, tilki ve maymun cinsleri yaşar. Ülkede çok sayıda çekirge sürüleri ve Hicaz taraflarında da “ladug”” isminde zehirli bir cins örümcek mevcuttur.
Ülke toprakları, yeraltı kaynakları bakımından oldukça zengindir. Altın, simli kibrit, salz, bakır ve daha birçok çeşit maden çıkarılır. Mekke-i mükerreme civarlarında, kükürt damarları ve petrol yatakları mevcuttur. Kızıldeniz önemli bir tuz kaynağıdır. Basra kıyılarının ise incisi pek meşhurdur.
Nüfus ve Sosyal Hayat
Suudi Arabistan nüfûsu 14.691.000’dir. Yıllık nüfus artış oranı % 6 olup, nüfus yoğunluğu 5’tir. Nûh aleyhisselamdan sonra, Arabistan Yarımadasında yerleşenlere “Arab-ı baide” denir. Âd, Semud ve Amalika bunlardandır. Bunların hepsi “Sam” soyundandır. Yemen’dekilere ise “Arab-ı aribe” denir. İkisinin karışmasından “Arab-ı müsta’rebe” meydana geldi. Araplar, İslamiyetten sonra yabancılarla karıştı. Lisanları değişerek “Arab-ı müsta’ceme” ismini aldılar. Arabistan’da eskiden beri hasebe ve nesebe çok önem verilirdi. Bu yüzden birçok kabileler mevcuttur. Herbiri şeyhlikle idare edilir.Arabistan kabilelerinin en kalabalık ve en güçlüsü Kureyş’tir. Kureyş, Resûlullah aleyhisselamın on birinci babası olan Fihr’in ismidir. Arab-ı müsta’rebe’den “Beni Adnan” ve bunlar arasında da “Mudar” ve“Rebia” kabileleri meşhur oldu. “BeniMudar”dan Kenane, Kureyş, Hevazin, Sakif, Temim ve Müzeyne kabileleri meydana geldi.
Kureyş kabilesi Mekke’de yerleşmekle ayrıca şeref kazandı. Kabile reisleri, mühim işlerde anlaşmak için, Mekke’de “Dar-ün-nedve” denilen yerde toplanıp meşveret ederlerdi. Kureyş kabilesi de, on kola ayrılmıştı. Zemzem dağıtma ve Kabe’yi tamir ve tezyin işi, bunların da en şereflisi Haşimilere verilmişti.
Bugünkü Suudi Arabistan halkı ise, yabancılarla karışarak onlardan sonra gelenlerdir. Ülkenin şimdiki etnik yapısı eskiye nazaran çok değişmiştir. Hakiki Araplar pek kalmamıştır. Çoğunluğu Suudiler, Mısırlılar ve Yemenliler teşkil etmektedir. Bundan başka Filistinli, Ürdünlü, Suriyeli, Pakistanlı, Hintli, Zenci ve bir miktar da Avrupa ve Amerika kıtalarından gelen insanlar yaşamaktadır. Nüfûsun % 70’ine yakın bir bölümü şehirlerde yaşamaktadır. Dil Arapçadır. Fakat bugünkü Arapça çok değişik bir şekildedir. Yani İslamiyyetin ilk yıllarındaki Kureyş Arabisi hemen hemen kalmamıştır. Arapça, çeşitli Arap ülkelerinde farklı lehçeler halindedir.
Bugünkü Araplar, yaşayış bakımından iki kısımdır. Bir kısmı şehirli diğer kısmı göçebedir. Fakat son zamanlarda kurulan modern şehirlerde şehirli nüfusu çok daha fazla artmıştır. Suudi Arabistan’da Vehhabilik yaygın olup, devlet desteğindedir. Halkın okuma-yazma oranı % 15 civarındadır. Medine, Cidde ve Riyad Üniversiteleri meşhurdur. Eğitim ve öğretim serbest ve ücretsizdir.
Ülkenin başşehri Riyad olup, geniş ve kalabalık bir şehirdir. Diğer önemli şehirleri Mekke,Medine, Cidde, Yenbo, Abha ve Anaiza’dır. Mekke-i mükerreme kıyıdan yaklaşık 64 km içeridedir. İslamın kıblesi, Allahü tealanın evi Kabe-i muazzama bu şehirdedir. Camilerin efdali Kabe-i muazzama, sonra bunun etrafındaki Mescid-i haramdır. Kabe-i şerif, Âdem aleyhisselam tarafından yapılmış ve İbrahim aleyhisselam ve İsmail aleyhisselam zamanında tamir edilmiştir. Medine-i münevvere ise kıyıdan yaklaşık 320 km içerde ve Mekke-i mükerremenin kuzeyindedir. Resûlullah efendimizin mübarek Kabr-i şerifleri buradadır.
Her yıl milyonlarca Müslüman Kabe-i şerifi ziyaret ederek “Hacı” olmakla şereflenmektedir.
Suudi Arabistan, petrolden büyük gelir sağlayarak çeşitli sosyal tesisleri açmış durumdadır. Sağlık işleri ücretsiz yürütülmektedir. Riyad Kral Faysal Tıp Merkezi, çok meşhur olmuştur. Ülkenin turizmi oldukça gelişmiş durumdadır.
Bölgeler
Suudi Arabistan 13 yönetsel bölgeye bölünmüştür. Çoğu en büyük şehirlerine göre adlandırılmışlardır:Kızıldeniz Afrika ile Asya (Arap Yarımadası) arasında yer alan, Hint Okyanusu'na bağlı bir denizdir. Uzunluğu 2000 km. civarı olup, bazı kaynaklarda 1900 km. veya 2350 km. diye geçmektedir. Kuzeyde Mısır'daki Süveyş Kanalı ile doğal olmayan yoldan Akdeniz'e bağlanmıştır; güneyde ise Arap Yarımadası ucunda Bab el Mendeb Boğazı ile Hint Okyanusu'na bağlanır.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Bahah ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Resim:Saudi Arabia - Al Jawf province locator.png|right|thumb|200px|el-Cevf
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Medine ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Medine Suudi Arabistan'da yer alan İslam Devletinin ilk başkenti. Yesrib Ar: يثرب Yathrib Kenti (Kur'an'da Yesrib diye anılır. Ahzap Suresi, 13)'nin müslümanlarca Medinet ün Nebi مدينة النبي Madeenat al Nabee (Nebi/Peygamber Ülkesi) ya da Medinet ül Münevvere (المدينة المنورة) (Aydınlanmış Ülke) olarak adını değiştir
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
El-Kasım ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
{{düzenle|Ocak 2007}}
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Hail ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
ar:مك Hz.İbrahim'in MÖ 2000ler'de yerleştirdiği Hanımı Hacer ve Oğlu İsmail'in ertafında İnşa olunan Arabistan Yarımadasını'nın Kızıldeniz sahilleri'ne yakın Kenti. MS 570ler'de Hz.Muhammed burada dünyaya geldi. 610'da Kur'an Alak Suresi ile bu Kent'te vahyolunmaya başladı. 630'da Kent Müslümanlar'ın denetimine geçti. 630'da Ünlü Veda Hutbesi bu Kent'te irad edildi. 1517-1917 arsında Mekke Osmanlı Yönetiminde kaldı.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Tebuk...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Şehirlerin konumları hakkında daha detaylı bilgi almak için; http://harita.turkcebilgi.com/suudi_arabistan_haritasi sayfayı ziyaret edebilirsiniz.
Siyasi Hayat
Suudi Arabistan devleti, 1926 yılının Ocak ayında kurulup, 1932 yılında Birleşik Krallık olmuştur. İdari sistemi monarşiktir. Bir Bakanlar Konseyi mevcuttur. Yasama, yürütme ve yargı selahiyetleri kralda toplanmıştır. İdari olarak 14 bölgeye (il’e) ayrılmıştır. Krallık aileden veraset yoluyla veliahtlara geçmektedir.Kuveyt ve Suudi Arabitan arasında yaklaşık 5836 km2lik bir tarafsız bölge mevcuttur. 1966’da idari bakımdan paylaşılmıştır. Mevcut petrol yataklarından iki ülke de faydalanmaktadır. Irak ile olan sınırda ise 7000 km2lik bölge tarafsız olup, askersizdir. Meskûn mahal değildir. Suudi Arabistan Birleşmiş Milletler ve alt kuruluşları, OPEC ve Arap Birliği teşkilatlarına üyedir.
Ekonomi
Suudi Arabistan ekonomisi, 1932 yılında petrolün bulunmasıyla hızla gelişerek, dünya ekonomisine tesir edecek seviyeye gelmiştir. Petrol gelirleri ülke ekonomisinin can damarını teşkil etmektedir. Ülkenin en önemli endüstrisi petrol ve ürünleridir. Ortadoğu’nun en büyük petrol üreticisidir. Bu bakımdan dünyanın üçüncü ülkesidir. Petrole paralel olarak, petro kimya endüstrisi kurulmuştur. Petrolden başka tabii gaz, altın, gümüş ve demir de çıkarılmaktadır.Ekonomide ikinciliği tarım sahası alır. Ülkenin sadece % 2’si tarıma müsaittir. Nüfûsun % 28’ine yakın bir bölümü tarım alanında çalışmaktadır. Geri kalan nüfûsun iş sahaları ise % 44’ü diğer hizmetler, hükümet işleri ve ticarette, % 4’lük bir bölüm ise endüstridedir. Başlıca yetiştirilen tarım ürünleri hurma, buğday ve meyvedir. Tarım alanları, bağ ve bahçelerin % 85’ine yakın bir bölümü sun’i olarak sulanmaktadır. Deve, eşek ve koyun yetiştiriciliği gelişmiştir. Buna bağlı olarak hayvan derisi ve yün üretimi mevcuttur.
Suudi Arabistan’ın yıllık ekonomik büyüme hızı, % 9,8 civarındadır. Ticaretinin büyük bir bölümünü ABD ile yapar. Bundan başka Japonya, Birleşik Almanya, Fransa ve Ortadoğu ülkeleriyle ticari münasebetleri gelişmiştir. İhracatı, ithalatının yaklaşık iki katıdır. İhracatının % 90’ından fazlasını petrol ve petrol ürünleri teşkil etmektedir. Bu bakımdan dünya birincisidir. Ayrıca hurma, deri ve yün diğer ihraç ürünleridir. Son zamanlarda AET ülkeleriyle olan ekonomik münasebetleri artmıştır.
Ülkede balıkçılık ve turizm çok önemli iki gelir kaynağıdır. Turizmden elde edilen gelirler oldukça yüksektir.
Ülkenin demiryolu ve karayolu ulaştırma şebekesi çok gelişmiştir. Son yıllarda havayolu ulaştırması da çok düzenli hale getirilmiştir. Sultan İkinci Abdülhamid Hanın yaptırdığı meşhur Hamidiye Hicaz Demiryolu, Zerka’ya kadar işlemektedir. Abdülhamid Han, bundan başka, Medine-i münevvereye kadar telgraf hattı yaptırmıştı. Suudi Arabistan’ın başlıca limanları Yenbu, Cidde, Ras Tanura ve Dahran limanlarıdır.
Bağlantılı
ar:مك Hz.İbrahim'in MÖ 2000ler'de yerleştirdiği Hanımı Hacer ve Oğlu İsmail'in ertafında İnşa olunan Arabistan Yarımadasını'nın Kızıldeniz sahilleri'ne yakın Kenti. MS 570ler'de Hz.Muhammed burada dünyaya geldi. 610'da Kur'an Alak Suresi ile bu Kent'te vahyolunmaya başladı. 630'da Kent Müslümanlar'ın denetimine geçti. 630'da Ünlü Veda Hutbesi bu Kent'te irad edildi. 1517-1917 arsında Mekke Osmanlı Yönetiminde kaldı.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Medine ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Medine Suudi Arabistan'da yer alan İslam Devletinin ilk başkenti. Yesrib Ar: يثرب Yathrib Kenti (Kur'an'da Yesrib diye anılır. Ahzap Suresi, 13)'nin müslümanlarca Medinet ün Nebi مدينة النبي Madeenat al Nabee (Nebi/Peygamber Ülkesi) ya da Medinet ül Münevvere (المدينة المنورة) (Aydınlanmış Ülke) olarak adını değiştir
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Riyad ...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Eski Yunanlılar yazgılarını öğrenmek için Apollon kâhinine başvurmak üzere Delfi'ye (Delphoi veya Delphi) veya Asklepios'tan şifa dilemek üzere Epidauros'a giderlerdi. Yahudiler yılda bir defa Kudüs'e, Müslümanlar ise Kabe'yi ziyaret ve tavaf etmek üzere yaşadıkları süre içinde en az bir defa Mekke'ye gitmek zorundadırlar.
...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Kabeİslâm'da Hac
Müslümanlıkta hac, dinin beş şartından biridir ve yalnız yılın belli zamanında Kabe'ye yapılan ziyarete denir. Diğer kutsal yerlerin ziyaret edilmesine hac...Detaylı bilgi için linke tıklayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder